Translation of "Climbing" in Turkish

0.111 sec.

Examples of using "Climbing" in a sentence and their turkish translations:

Keep climbing.

Tırmanmaya devam et.

- He's accustomed to climbing mountains.
- He's used to climbing mountains.
- He's used to mountain climbing.
- He's accustomed to mountain climbing.

O, dağ tırmanıcılığına alışkındır.

Tom kept climbing.

Tom tırmanmaya devam etti.

Tom started climbing.

Tom tırmanmaya başladı.

Emily hates climbing.

Emily tırmanmaktan nefret eder.

I like climbing.

Tırmanmayı seviyorum.

I kept climbing.

Tırmanmaya devam ettim.

I like climbing mountains.

Ben dağlara tırmanmayı severim.

They went rock climbing.

Onlar kayalıklara tırmanmaya gitti.

Squirrels love climbing trees.

Sincaplar ağaçlara tırmanmaya bayılır.

Tom went rock climbing.

Tom kaya tırmanışına gitti.

Tom enjoys mountain climbing.

Tom dağa tırmanmaktan zevk alır.

Children like climbing trees.

Çocuklar ağaçlara tırmanmayı severler.

Tom hates climbing ladders.

Tom merdiven çıkmaktan nefret eder.

I went rock climbing.

Kaya tırmanışına gittim.

Tom likes climbing trees.

Tom ağaçlara tırmanmayı sever.

- I am interested in mountain climbing.
- I'm interested in mountain climbing.

Dağcılıkla ilgileniyorum.

That girl loved climbing trees.

O kız ağaçlara tırmanmayı seviyordu.

He's used to climbing mountains.

O, dağlara tırmanmaya alışkındır.

Tom is climbing a tree.

Tom bir ağaca tırmanıyor.

He's accustomed to climbing mountains.

Dağlara tırmanmaya alışkındır.

He's used to mountain climbing.

O, dağ tırmanıcılığına alışkındır.

Tom began climbing the ladder.

Tom merdivene tırmanmaya başladı.

I tried climbing the mountain.

Dağa tırmanmaya çalıştım.

Tom injured himself mountain climbing.

Tom dağa tırmanırken kendini yaraladı.

Prices have been climbing steadily.

Fiyatlar sürekli tırmanmaktadır.

I injured myself rock climbing.

Kaya tırmanışında kendimi yaraladım.

Tom often goes mountain climbing.

Tom genellikle dağa tırmanmaya gider.

Sami was climbing the ladder.

- Sami merdivene tırmanıyordu.
- Sami merdiveni çıkıyordu.

- Tom has no trouble climbing trees.
- Tom doesn't have any trouble climbing trees.

Tom ağaçlara tırmanmada sorun yaşamadı.

Squirrels are nimble in climbing trees.

Sincaplar ağaçlara tırmanmada çabuktur.

Those shoes won't do for climbing.

Şu ayakkabılar tırmanma için işe yaramaz.

He tried climbing the distant mountain.

O, uzak dağa tırmanmaya çalıştı.

He succeeded in climbing the mountain.

O, dağa tırmanmakta başarılı oldu.

I went climbing in the Alps.

Alp'lerde tırmanmaya gittim.

I am climbing a palm tree.

Bir palmiye ağacına tırmanıyorum.

I am interested in mountain climbing.

Dağcılıkla ilgileniyorum.

We are climbing the palm tree.

Biz palmiye ağacına tırmanıyoruz.

Why are you climbing this tree?

Bu ağaca neden tırmanıyorsun?

He has no trouble climbing trees.

O, ağaçlara tırmanmada zorluk çekmiyor.

Tom is good at climbing trees.

Tom ağaçlara tırmanmada iyidir.

Tom put on some climbing boots.

Tom bir tırmanma botu giydi.

They played in the climbing gym.

Onlar tırmanma spor salonunda oynadı.

I want to go mountain climbing.

Dağ tırmanışına gitmek istiyorum.

Climbing this mountain is very difficult.

Bu dağa tırmanmak çok zordur.

This gym has a climbing wall.

Bu spor salonunun bir tırmanma duvarı var.

Tom has never gone mountain climbing.

Tom dağ tırmanışına hiç gitmedi.

Tom used to enjoy rock climbing.

Tom kaya tırmanışından hoşlanırdı.

Lilah's mother gets to go rock climbing

Lilah’ın annesi kaya tırmanışına gidiyor

Have you ever gone climbing on rocks?

Hiç kayalara tırmanmaya gittin mi?

I saw some monkeys climbing the tree.

- Ağaca tırmanan bazı maymunlar gördüm.
- Bazı maymunların ağaca tırmandığını gördüm.

Some animals are very good at climbing.

Bazı hayvanlar tırmanmada çok iyidirler.

He finally succeeded in climbing that mountain.

Sonunda o dağa tırmanmayı başardı.

Rock climbing without proper equipment is dangerous.

Uygun ekipman olmadan kaya tırmanışı tehlikeli.

I'm going to go mountain climbing tomorrow.

Yarın dağ tırmanışına gideceğim.

Climbing a mountain is a breathtaking challenge.

Bir dağa tırmanmak nefes kesen bir iştir.

The monkey is climbing a tall tree.

Maymun yüksek bir ağaca tırmanıyor.

We go mountain climbing almost every weekend.

Hemen her hafta sonu dağcılık yapmaya gideriz.

I saw Tom climbing up the scaffolding.

Tom'un iskeleye çıktığını gördüm.

We were climbing up the steep mountain.

Biz dik dağa tırmanıyorduk.

Do you want to learn rock climbing?

Kaya tırmanışını öğrenmek ister misiniz?

Have you ever gone mountain climbing alone?

Hiç tek başına dağa tırmanmaya gittin mi?

He liked climbing trees as a kid.

Çocukken ağaçlara tırmanmayı çok severdi.

A monkey is climbing up a tall tree.

Bir maymun yüksek bir ağaca tırmanıyor.

She is good at climbing up a tree.

Bir ağaca tırmanmada iyidir.

I don't like my brother climbing the mountains.

Erkek kardeşimin dağlara tırmanmasını sevmiyorum.

They saw a cat climbing up the tree.

Bir kedinin ağaca tırmandığını gördüler.

She used to go mountain climbing with him.

O, onunla birlikte dağa tırmanmaya giderdi.

Tom used to go mountain climbing with Mary.

Tom Mary ile birlikte dağa tırmanmaya giderdi.

Climbing that mountain was a piece of cake.

- O dağa tırmanmak çok kolaydı.
- O dağa tırmanmak çok oyuncağıydı.

I went rock climbing with Tom last weekend.

Geçen hafta sonu Tom ile kaya tırmanışına gittim.

Tom and I often go mountain climbing together.

Tom ve ben sık sık birlikte dağa tırmanmaya gideriz.

I didn't have any trouble climbing that tree.

- O ağaca tırmanırken herhangi bir zorluk yaşamadım.
- O ağaca tırmanırken hiçbir zorluğum olmadı.

- Mountain climbing isn't something I really enjoy so much.
- Mountain climbing isn't something that I really enjoy so much.

Dağ tırmanışı gerçekten çok hoşlandığım bir şey değil.

- Tom told me he wanted to go mountain climbing.
- Tom told me that he wanted to go mountain climbing.

Tom bana dağ tırmanışına gitmek istediğini söyledi.

- Tom decided he was too old for rock climbing.
- Tom decided that he was too old for rock climbing.

Tom kaya tırmanışı için çok yaşlı olduğuna karar verdi.

Then we tie the paracord to the climbing rope.

Sonra paraşüt ipini tırmanış halatına bağlıyoruz.

Let's try climbing the cliffs to get ourselves inland.

Hadi, araziye girmek için kayalara tırmanmayı deneyelim.

The party did not succeed in climbing the mountain.

Grup dağa çıkmayı başaramadı.

He escaped from prison by climbing over a wall.

Duvardan tırmanarak hapishaneden kaçtı.

Why are those people climbing up on the roof?

O insanlar neden çatıya tırmanıyorlar?

I have many hobbies - fishing and climbing, for example.

Birçok hobilerim var, örneğin balıkçılık ve tırmanma.

Thank you for climbing this tree to help me.

Bana yardımcı olmak için bu ağaca tırmandığın için teşekkürler.

The workmen were climbing up and down the ladder.

İşçiler merdivenden yukarı aşağı iniyorlardı.

About this time tomorrow, we'll be climbing Mt. Fuji.

Yaklaşık olarak yarın bu zaman, Fuji dağına tırmanıyor olacağız.

I liked climbing trees when I was a kid.

Çocukken ağaçlara tırmanmayı severdim.

The rope broke when we were climbing the mountain.

Biz dağa tırmanırken ip koptu.

I enjoy climbing trees every once in a while.

Ara sıra ağaçlara tırmanmayı severim.

Would you like to go mountain climbing with us?

Bizimle dağ tırmanışına gitmek ister misin?

Even in rain and snow I enjoy mountain-climbing.

Yağmurda ve karda bile dağ tırmanışından zevk alırım.

Life has often been compared to climbing a mountain.

Hayat çoğu zaman bir dağa tırmanmakla karşılaştırılmıştır.

Tom lost his life in a mountain climbing accident.

Tom bir dağ tırmanma kazasında hayatını kaybetti.

Tom says he saw someone climbing over the fence.

Tom, birinin çitten tırmanmasını gördüğünü söyledi.

But it's a little bit like climbing up a mountain.

aslında biraz dağa tırmanmaya benziyor.