Translation of "Emily" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Emily" in a sentence and their turkish translations:

- Who's Emily?
- Who is Emily?

Emily kimdir?

You're Emily.

Sen Emily'sin.

- Emily is a student.
- Emily is a college student.
- Emily is a university student.

- Emily bir üniversite öğrencisidir.
- Emily bir kolej öğrencisidir.

Emily was surprised.

Emily şaşırmıştı.

Emily loves sweets.

Emily şekerlemeleri sever.

Emily hates onions.

Emily soğanlardan nefret eder.

Emily hates toilets.

Emily tuvaletlerden nefret eder.

Emily is English.

Emily İngilizdir.

How is Emily?

Emily nasıl?

Emily is crying.

Emily ağlıyor.

Emily is thirsty.

Emily susamış.

Emily can swim.

Emily yüzebilir.

Emily hates climbing.

Emily tırmanmaktan nefret eder.

I hugged Emily.

Emily'ye sarıldım.

Emily hugged me.

Emily bana sarıldı.

- Emily is a student.
- Emily is a high school student.

Emily bir lise öğrencisidir.

Emily will surprise me.

Emily beni şaşırtacak.

Emily broke her phone.

Emily telefonunu kırdı.

Emily needs my help.

Emily'nin yardımıma ihtiyacı var.

Emily has no money.

Emily'nin parası yok.

Emily has blue eyes.

Emily'nin mavi gözleri var.

Emily is a student.

Emily bir öğrencidir.

Emily is very lovely.

Emily çok hoş.

Emily goes to school.

Emily okula gidiyor.

Emily wrote the sentence.

Emily cümleyi yazdı.

Emily is my girlfriend.

Emily benim kız arkadaşım.

My name is Emily.

Benim adım Emily.

Emily has blonde hair.

Emily'nin sarı saçları var.

Emily wrote a letter.

Emily bir mektup yazdı.

Emily asked a question.

Emily bir soru sordu.

Emily read a book.

Emily bir kitap okudu.

Emily ate an orange.

Emily bir portakal yedi.

Emily ate an apple.

Emily bir elma yedi.

Emily read this book.

Emily bu kitabı okudu.

Emily is a teenager.

Emily bir ergendir.

Emily stole my heart.

Emily kalbimi çaldı.

Emily told the truth.

Emily gerçeği söyledi.

Emily studied some Romanian.

Emily biraz Romence çalıştı.

Emily has brown hair.

Emily'nin kahverengi saçları var.

Emily is drinking cola.

Emily kola içiyor.

Emily will tell Melanie.

Emily onu Melanie'ye söyleyecek.

Emily rejected the offer.

Emily teklifi reddetti.

Emily accepted the offer.

Emily teklifi kabul etti.

Emily is a mother.

Emily bir annedir.

Emily answered the question correctly.

Emily soruyu doğru yanıtladı.

Emily is not a student.

Emily bir öğrenci değil.

Emily was listening to music.

Emily müzik dinliyordu.

Does Emily have green eyes?

Emily'nin yeşil gözleri mi var?

Emily is busy right now.

Emily halihazırda meşguldür.

Emily is afraid of heights.

Emily yükseklikten korkar.

Emily is my best friend.

Emily benim en iyi arkadaşım.

Emily and Kate are friends.

Emily ve Kate arkadaştır.

Emily and Melanie are English.

Emily ve Melanie İngilizdirler.

Emily asked me a question.

Emily bana bir soru sordu.

Emily wants to learn Greek.

Emily Yunanca öğrenmek istiyor.

Emily is afraid of spiders.

Emily örümceklerden korkar.

Emily left school at sixteen.

Emily okuldan on altı yaşında ayrıldı.

Emily is writing a letter.

Emily bir mektup yazıyor.

Does Emily have a dictionary?

Emily'nin sözlüğü var mı?

Emily cares about her beauty.

Emily güzelliğini önemsiyor.

Emily will stay with us.

Emily bizimle kalacak.

Emily has a beautiful face.

Emily'nin güzel bir yüzü var.

Emily can't eat ground meat.

Emily kıyma yiyemez.

Emily is my favourite girl.

Emily benim en sevdiğim kız.

Emily is learning some Turkish.

Emily biraz Türkçe öğreniyor.

Emily went to her room.

Emily odasına gitti.

Emily is a university student.

Emily bir üniversite öğrencisidir.

Emily is doing her homework.

Emily ödevini yapıyor.

I'll tell it to Emily.

Onu Emily'ye söyleyeceğim.

Emily is an Australian citizen.

Emily, Avustralya vatandaşıdır.

Emily ate tofu at dinner.

Emily akşam yemeğinde soya peyniri yedi.

Is Emily at home now?

Emily şimdi evde mi?

Emily is leaving Paris this morning.

Emily bu sabah Paris'ten ayrılıyor.

Emily is wearing a beautiful dress.

Emily güzel bir elbise giyiyor.

Emily has friends from various countries.

Emily'nin çeşitli ülkelerden arkadaşları var.

Emily can compose her own songs.

Emily kendi şarkılarını yazabilir.

Emily decided to leave the school.

Emily okuldan ayrılmaya karar verdi.

I fell in love with Emily.

Emily'ye aşık oldum.

I've bought a gift for Emily.

Emily'ye bir hediye aldım.

Emily lent me her Georgian textbook.

Emily bana Gürcüce ders kitabını ödünç verdi.

Emily is going to her room.

Emily odasına gidiyor.

Emily came across an old toy.

- Emily eski bir oyuncağa rastladı.
- Emily eski bir oyuncağa rast geldi.

Emily has a friend named Melanie.

Emily'nin Melanie adlı bir arkadaşı var.

Emily wants to be an electrician.

Emily elektrik mühendisi olmak istiyor.

Emily loves doing covers of songs.

Emily şarkıların coverlarını yapmayı sever.

Emily and Melanie are close friends.

- Emily ve Melanie yakın arkadaşlardır.
- Emily and Melanie yakın arkadaştır.

Emily prefers Coca-Cola to Pepsi.

Emily Coca-Cola'yı Pepsi'ye tercih eder.

Emily bought a packet of crisps.

Emily bir paket cips satın aldı.

Emily is staying in Melanie's house.

Emily, Melanie'nin evinde kalıyor.

- Emily isn't afraid of spiders.
- Emily's not afraid of spiders.
- Emily is not afraid of spiders.

Emily örümceklerden korkmaz.