Translation of "Champagne" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Champagne" in a sentence and their turkish translations:

Champagne, please.

Şampanya, lütfen.

- I'd love to have champagne.
- I want to drink champagne.

Şampanya içmek istiyorum.

Champagne flowed all night.

Şampanya, bütün gece aktı.

Tom uncorked the champagne.

Tom şampanyanın tıpasını açtı.

Orange juice or champagne?

Portakal suyu mu yoksa şampanya mı?

What's the champagne for?

Şampanya ne için?

Break out the champagne.

Şampanyayı patlatın.

I don't drink champagne.

Şampanya içmiyorum.

Tom is drinking champagne.

Tom şampanya içiyor.

They were drinking champagne.

Onlar şampanya içiyorlardı.

Would you drink champagne?

Şampanya içer misiniz?

Sami enjoyed the champagne.

Sami şampanyadan hoşlandı.

Champagne is imported from France.

Şampanya Fransa'dan ithal edilmektedir.

He wants to drink champagne.

Şampanya içmek istiyor.

Would you like some champagne?

Biraz şampanya ister misin?

They ate and drank champagne.

Onlar yediler ve şampanya içtiler.

We drank champagne last Christmas.

Geçen Noel şampanya içtik.

Tom wants to drink champagne.

Tom şampanya içmek istiyor.

Don't drink too much champagne.

Çok fazla şampanya içme.

Tom wanted to drink champagne.

Tom şampanya içmek istedi.

Champagne is an alcoholic beverage.

Şampanya alkollü bir içkidir.

Sami bought some expensive champagne.

Sami birkaç pahalı şampanya satın aldı.

I want to drink champagne.

Şampanya içmek istiyorum.

- Tom handed Mary a glass of champagne.
- Tom offered Mary a glass of champagne.

Tom Mary'ye bir bardak şampanya verdi.

I'll take a glass of champagne.

Bir bardak şampanya alacağım.

Let's have a glass of champagne.

Bir bardak şampanya içelim.

How about a bottle of champagne?

Bir şişe şampanyaya ne dersin?

Don't break out the champagne yet.

Henüz şampanyayı patlatma.

Tom ordered a bottle of champagne.

Tom Bir şişe şampanya ısmarladı.

They ate caviar and drank champagne.

Havyar yiyip şampanya içtiler.

Tom ate caviar and drank champagne.

Tom havyar yedi ve şampanya içti.

Sami bought a bottle of champagne.

Sami bir şişe şampanya satın aldı.

Tom brought a bottle of champagne.

Tom bir şişe şampanya getirdi.

Tom bought a bottle of champagne.

Tom bir şişe şampanya satın aldı.

Tom doesn't want to drink champagne.

Tom şampanya içmek istemiyor.

Please, I would like some champagne.

Lütfen, biraz şampanya istiyorum.

Sami saw the bottle of champagne.

Sami şampanya şişesini gördü.

Tom poured champagne for himself and Mary.

Tom kendisi ve Mary için şampanya doldurdu.

This politician is a typical champagne socialist.

Bu politikacı, tipik bir şampanya sosyalistidir.

We plan to drink champagne at midnight.

Biz gece yarısı şampanya içmeyi planlıyoruz.

Champagne is the drink of the angels.

Şampanya meleklerin içkisidir.

He will drink the champagne at midnight.

O, gece yarısında şampanya içecek.

Tom offered Mary a glass of champagne.

Tom Mary'ye bir bardak şampanya verdi.

It was like someone had taken a champagne bottle

Sanki birisi şampanya şişesini

Could we get a bottle of your best champagne?

En iyi şampanyandan bir şişe alabilir miyiz?

Why are you just sitting there? Pour the champagne!

Ne orada öyle oturup duruyorsun? Şampanyaları döksene!

Tom brought a bottle of champagne to the party.

Tom partiye bir şişe şampanya getirdi.

Tom bought a bottle of champagne for the party.

Tom parti için bir şişe şampanya satın aldı.

As long as the champagne is flowing, Tom is happy.

Şampanya aktığı sürece Tom mutludur.

Hey, who's this bottle of champagne for? I haven't ordered drinks.

Hey, bu şampanya şişesi kimin için? Ben içki sipariş etmedim.

On the table were a bottle of champagne and two glasses.

Masanın üzerindekiler bir şampanya şişesi ve iki bardaktı.

Napoleon-themed champagne… and stunning  replicas of Napoleonic swords and pistols… as  

Napolyon temalı şampanya… ve Napolyon kılıçlarının ve tabancalarının çarpıcı kopyaları…

She got out the bottle of champagne she'd been saving for a special occasion.

O, özel bir durum için sakladığı şampanya şişesini çıkardı.

I ordered dinner to my room, but I was brought only champagne and fruit.

Odama akşam yemeği sipariş ettim ama sadece şampanya ve meyve getirttim.

In 1788 Davout was commissioned into the Royal  Champagne Cavalry Regiment, but within a year,  

1788'de Davout, Kraliyet Şampanyalı Süvari Alayı'na görevlendirildi, ancak bir yıl içinde

Last night, we celebrated a friend's birthday with cases of Champagne, we ended up completely wasted.

Dün gece bir arkadaşınızın doğum gününü, saçıp savurarak tamamen tükettiğimiz şampanya kasalarıyla kutladık.