Translation of "Camp" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Camp" in a sentence and their turkish translations:

We'll camp here.

Burada kamp kuracağız.

Camp ends tomorrow.

Kamp yarın sona eriyor.

I'm a camp counselor to northern Minnesota summer camp,

Kuzey Minnesota'da bir yaz kampında danışmandım,

It’s an internment camp.

Bu bir toplama kampı.

We met at summer camp.

Yaz kampında buluştuk.

She went to Bible camp.

O, İncil kampına gitti.

Did you visit the camp?

Kampı ziyaret ettin mi?

They went to Bible camp.

Onlar İncil kampına gittiler.

The soldiers abandoned their camp.

Askerler, kamplarını terk ettiler.

Tom unfolded the camp chairs.

Tom kamp sandalyelerini açtı.

We'll set up camp here.

Biz burada kamp kuracağız.

Tom went to math camp.

Tom matematik kampına gitti.

It wasn't a prison camp.

O bir esir kampı değildi.

The Carthaginians are attacking the camp!

Kartacalılar kampa saldırıyor!

We made camp near the lake.

Gölün yakınında kamp yaptık.

Tom sent Mary to summer camp.

Tom Mary'yi yaz kampına gönderdi.

We'll make camp near the lake.

Göl yakınında kamp yapacağız.

You're not allowed to camp here.

Sen burada kamp yapamazsın.

A refugee camp is a nightmare.

Bir mülteci kampı kabustur.

You can't camp on the moon.

Siz ayda kamp yapamazsınız.

Let me show you our camp.

Sana kampımızı göstereyim.

Tom fled from the prisoner camp.

Tom esir kampından kaçtı.

The army raided the rebel camp.

Ordu asi kampını bastı.

He returned to the army camp.

O ordu kampına döndü.

Tom arrived at the camp safely.

Tom kampa güvenle geldi.

Tom volunteers as a camp counselor.

Tom bir kamp danışmanı olarak gönüllü olur.

I'm going to camp this summer.

Bu yaz kampa gideceğim.

Sami lived in a refugee camp.

Sami bir mülteci kampında yaşıyordu.

Tom walked back to the camp.

Tom kampa geri döndü.

The soldiers are in the camp.

Askerler üsteler.

And just as we're about to turn into the girls camp to the boys camp,

Erkek kampından geliyorduk ve tam kız kampına dönerken,

So we could camp in this cave,

Bu mağarada kamp yapabilirdik

Need to think about making camp somewhere.

Bir yerde kamp kurmayı düşünmeliyiz.

It rained and cattle camp was ended,

Yağmur yağdı ve kamp sona erdi,

We came back to camp before dark.

Karanlıktan önce kampa geri döndük.

I ran away from the training camp.

Eğitim kampından kaçtım.

I followed Tom back to his camp.

Tom'u kampına kadar geri izledim.

Half the camp went on a hike.

Kampın yarısı yürüyüşe çıktı.

The children left for camp this morning.

Çocuklar bu sabaha kampa gittiler.

They don't have enough room to camp.

Konaklamak için yeterli yerleri yok.

Tom's grandfather was a concentration camp survivor.

Tom'un büyükbabası bir toplama kampı kurtulanıydı.

The food at this camp is terrible.

Bu kampta yemek korkunç.

We found Tom alone at the camp.

Tom'u kampta tek başına bulduk.

The soldiers will soon return to camp.

Askerler yakında kampa geri dönecek.

The prisoners fled from the concentration camp.

Esirler, toplama kampından kaçtı.

Tom hated every day of summer camp.

Tom yaz kampının her gününden nefret ediyordu.

Tom was sent to a prisoner camp.

Tom tutuklu kampına gönderildi.

Tom was away at camp all summer.

Tom bütün yaz kamptaydı.

Dadaab is a refugee camp in Kenya.

Dadaab, Kenya'daki bir mülteci kampıdır.

This is a good place to camp.

Burası kamp kurmak için iyi bir yerdir.

Tom headed back to the camp site.

Tom kamp yerine geri döndü.

I'm going to summer camp next year.

Gelecek yıl yaz kampına gideceğim.

Don't go too far away from camp.

Kamp yerinden çok uzaklaşma.

We need to think about making camp somewhere.

Bir yerde kamp kurmayı düşünmeliyiz.

Or we make a camp in the tree.

ya da ağaçta kamp kuracağız.

Or we make a camp in a tree.

ya da ağaçta kamp kuracağız.

Who survived years in a Nazi concentration camp.

uzun yıllar hayatta kalmayı başaran bir nörolog ve psikiyatrist.

Hannibal immediately offered battle outside the Roman camp.

Hannibal derhal Roma kampının dışında bir muharebe teklif etti.

You also camp in the Amazon with snakes!

Sen de Amazon'da yılanlarla birlikte kamp kuruyorsun!

I permitted Tom to camp in our backyard.

- Tom'un bizim arka bahçede kamp yapmasına izin verdim.
- Tom'un bizim arka bahçede kamp yapmasına müsaade ettim.

Tom spent three years in a prison camp.

Tom bir esir kampında üç yıl geçirdi.

When were you released from the prison camp?

Sen esir kampından ne zaman serbest bırakıldın?

This looks like a good spot to camp.

Bu kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.

I would like to join the summer camp.

Yaz kampına katılmak istiyorum.

Entering the foe's camp is full of danger.

Düşmanın kampına girmek tehlike doludur.

It's getting dark. Let's set up the camp.

Hava kararıyor. Kampı kuralım.

They visited us at the camp during summer vacation.

Onlar yaz tatili sırasında kampta bizi ziyaret etti.

He and I were in the same camp then.

O ve ben o zaman aynı kamptaydık.

Our camp is about 5 miles downstream from here.

Kampımız buradan yaklaşık 5 mil aşağı yönde.

I persuaded her after all and went to camp.

Sonunda onu ikna ettim ve kampa gittim.

The camp was under the command of Lieutenant Jackson.

Kamp Teğmen Jackson'ın komutası altındaydı.

Which makes it a less good place to camp, though.

Bu da burayı kamp için daha az uygun bir yer yapıyor.

Or we make a camp in the tree. You decide.

ya da ağaçta kamp kuracağız. Karar sizin.

This looks like a good spot to set up camp.

Bu, kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.

Show me the location of your camp on this map.

Bana bu haritada kampınızın yerini gösterin.

We need to clean the camp site before we leave.

Ayrılmadan önce kampı temizlememiz gerekir.

So, you want me to make a camp in the tree?

Demek ağaçta kamp kurmamı istiyorsunuz?

He marches to Placentia and makes camp across the Po river.

Placentia'ya hareket ediyor ve Po Nehri'nin karşısına kampını kuruyor.

In 1803 Davout was given  command of the Camp of Bruges,  

1803'te Davout, birliklerin İngiltere'yi işgal etmeye hazırlandığı

By the time we reached base camp and the Khumbu Icefall...

Ekip, Khumbu Buz Çağlayanı ile kamp alanının bulunduğu yere ulaşana kadar...

The general decided to launch an offensive against the enemy camp.

General düşman kampına karşı bir saldırı başlatmaya karar verdi.

Until the morning, the camp of the enemy army was surrounded.

Sabaha kadar düşman ordusunun kampı kuşatılmıştı.

My parents sent me to fat camp when I was thirteen.

Ben on üç yaşındayken ailem beni zayıflama kampına gönderdi.

So you think the best idea is to camp in the cave.

Sizce en iyi fikir mağarada kamp yapmak mı?

Definitely getting darker now. I need to think about making camp somewhere.

Hava gittikçe kararıyor. Bir yerde kamp kurmayı düşünmeliyiz.

And to marathons at the North Pole, and from Everest Base Camp.

Everest Ana Kampı'ndan Kuzey Kutbu maratonlarına.

From the CAMP LEMMONIER base, American troops can chase those Somali pirates.

CAMP LEMMONIER üssünden Amerikan askerleri, Somalili korsanları kovalayabilir.

We could actually trace the creation and expansion of the reeducation camp.

Yeniden eğitim kampının oluşumunu ve genişlemesini izleyebiliriz.

She was expelled from the summer camp because she kissed her friend.

O, arkadaşını öptüğü için yaz kampından kovuldu.

Tom and John concocted a plan to escape from the detention camp.

Tom ve John toplama kampından kaçmak için bir plan kurdular.

I didn't expect that for the rest of the three weeks at camp,

Kamptaki son üç hafta boyunca daha da yakınlaşacağımızı

And do like the orangutans do, make a camp actually in the tree,

orangutanlar gibi yaparız. Ağaçta kamp kurarız

Longus disagrees and sets up camp a few kilometres north from Scipio's position.

Longus bu fikre katılmayıp, Scipio'nun bulunduğu konumdan bir kaç kilometre kuzeyde kampını kuruyor.

He pulls them back and arrays them in a line outside the camp.

Kuvvetlerini geriye çekip kampın dış hattında düzgün bir mevzi almalarını sağlıyor.

We were down at the South Col camp when we got the word...

Zirveye ulaşıldığının haberi geldiğinde...

We'll have to camp out if we can't find a place to stay.

Biz kalacak bir yer bulamazsak dışarıda kamp kurmak zorunda kalacağız.