Examples of using "Breathtaking" in a sentence and their turkish translations:
Bu nefes kesici.
Manzara nefes kesici.
Manzara nefes kesiciydi.
Talep nefes kesiyor.
Manzara nefes kesiciydi.
Buradaki manzara nefes kesicidir.
Manzaranın nefes kesici olması gerekiyor.
Bir dağa tırmanmak nefes kesen bir iştir.
Dağın tepesinden manzara nefes kesiciydi.
Beyin hakkında bildiğimiz şey onun nefes kesici bir hızla değişiyor olması.
Sadece herhangi bir çocuk tarafından kullanılanlar gibi basit boya kalemleri kullanarak Maria nefes kesen resimler yaratabildi.