Examples of using "Challenge" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir meydan okuma.
Bu bir meydan okuma.
Bu bir zorluk
Bu meydan okumadır.
O bir meydan okuma.
O yüzden isteğim şu:
Meydan okumayı kabul ediyorum!
İtirazını kabul ediyorum.
Bu bir meydan okuma mı?
Bu bir meydan okuma mı?
Meydan okumayı severim.
Ben bir meydan okuma istiyorum.
Tom benim itirazımı kabul etti.
Düelloyu kabul ettim.
O bir meydan okumaydı.
Meydan okumadan hoşlanırım.
Meydan okumayı severim.
- O tam bir meydan okuma.
- Bu tam bir gözdağı.
Tom mücadeleden keyif aldı.
Tom bir meydan okumanın tadını çıkarıyor.
Bu büyük bir meydan okuma.
Kendimizi zorlayacak bir şeye ihtiyaç duyduk.
Tom'un bir göreve ihtiyacı var.
Bu gerçek bir meydan okuma.
O meydan okumayı kabul ediyorum.
Tom sana meydan okuyacak.
Tom meydan okumayı kabul etti.
Meydan okumaktan hoşlanıyorum.
Meydan okumanızı kabul ediyoruz.
Meydan okumaktan zevk aldım.
Sami ona itiraz etmedi.
- Bu bir meydan okuma olacak.
- Çetin geçecek.
Bu büyük bir davet olacak.
meydan okuyabilecek biriyle konuşun.
Senin meydan okumanı memnuniyetle kabul ediyorum.
Neden Tom'a meydan okudun?
Meydan okumanız benim ilgimi çekiyor.
Bu bir meydan okuma olur.
Tom bir meydan okuma ile karşı karşıya.
Bu en acil meydan okumadır.
Bu ilginç bir meydan okuma olacak.
Biz düello hakkında heyecanlıyız.
Bu meydan okuma hakkında heyecanlıyım.
Bu gerçekten zorlu bir mücadele.
Tom her zaman meydan okumayı sever.
Tom iyi bir meydan okumaktan hoşlanır.
Ben meydan okuma için hazırım.
Bu son mücadele.
Biz mücadeleye hazırız.
Eğlenceli bir mücadele olacak.
Bu bir meydan okuma olmalı.
Neden onlara meydan okudun?
Neden ona meydan okudun?
Neden ona meydan okudun?
Bu zor, karmaşık bir iş.
O, anne ve babalar için zorluktur.
Açıkçası, bu iyi bir meydan okumadır.
Bu zorluk aşılmalı.
Meydan okuma konusunda heyecanlıyım.
Bu Tom'un en büyük meydan okumasıdır.
Güvenlik de bir zorluktu.
Zorluğun üstesinden geliyor musun?
O benim ilk meydan okumamdı.
- Bu doğrudan bir meydan okumadır.
- Bu doğrudan bir sorundur.
Meydan okuma şu anda açıktır.
Meydan okumak için hazırım.
Her zorluk bir fırsattır.
Sami'nin çocukları ona meydan okuyacaktı.
Meydan okumayı gerçekten seviyorum.
Büyük bir zorlukla karşı karşıya.
Bu bir meydan okuma olacak!
Her birinize meydan okuyorum,
zor olacağını düşünüyorlardı.
Ama ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya.
Mücadele hoşuma gidiyor.
Bir mücadeleye var mısın?
Tom'un sorununu güçlükle reddedebildim.
Bu ilginç bir meydan okuma olacak.
Bu mesele gerçek bir sorundur.
Biz meydan okuma için sabırsızlanıyoruz.
Meydan okuma için hazır hissediyorum.
Meydan okumayla heyecanlıydım.
Her türlü zorlukla yüzleşmeye hazırım.
İklim değişikliği en büyük sorunumuzdur.
Tom mücadeleye hazır.
Mücadeleye hazır mısın?
Sami meydan okumaya hazır.
Tom meydan okuma hakkında heyecanlıydı.
Sizi zor bir şeye davet ediyorum.
Ben o tür bir meydan okumayı kabul etmeyeceğim.
Bir dağa tırmanmak nefes kesen bir iştir.
Ben senin otoritene meydan okumak istemedim.
Umarım mücadeleye hazırsın.
Teorinizi inkar etmek gibi bir niyetim yok.
Yaratıcı bir meydan okuma için hazır mısın?
Tom Buz Kovası Düellosuna katıldı.
Bu eğlenceli bir davet olacak.
Bu büyük bir davet olacak.