Translation of "Brandy" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Brandy" in a sentence and their turkish translations:

Where's my brandy?

Benim brendi nerede?

Sami drank apricot brandy.

Sami kayısı brendisi içti.

I like my brandy straight.

Ben brendimi sek severim.

I'll get you some brandy.

Sana biraz brendi alacağım.

The brandy is all gone.

- Brendi hiç kalmamış.
- Brendinin tümü bitmiş.

Tom gave Mary some brandy.

Tom Mary'ye biraz konyak verdi.

She poured brandy into the glasses.

Bardaklara brandy doldurdu.

Tom poured brandy into the glasses.

Tom bardaklara kanyak döktü.

Tom took a sip of brandy.

Tom bir yudum brendi aldı.

Let me get you a brandy.

Sana bir brendi alayım.

Tom poured Mary a snifter full of brandy.

Tom Mary'ye bir bardak brendi koydu.

Pálinka is a fruit brandy from Central Europe.

Pálinka, Orta Avrupa menşeli bir meyveli konyaktır.

A small amount of brandy is added to the whipped cream.

Krem şantiye az miktarda brendi ekledi.

"Mary's friend Brandy is coming over in twenty minutes," said Tom.

Tom, "Mary'nin arkadaşı Brandy yirmi dakika içinde gelecek,"dedi.