Translation of "Biscuit" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Biscuit" in a sentence and their turkish translations:

She crumbled a biscuit.

O bir bisküviyi parçaladı.

My favourite biscuit is Singoalla.

Benim en sevdiğim bisküvi, Singoalla'dır.

There is a biscuit underneath the table.

Masanın altında bir bisküvi var.

The American Biscuit Company prominently registered the mark

American Biscuit Company, markayı belirgin bir şekilde tescil etti

My cat kind of looks like a biscuit.

Kedim bisküvi gibi görünüyor.

Don't you know how much sugar that biscuit has?

O bisküvinin ne kadar şekeri olduğunu bilmiyor musun?

Tom likes to dunk his biscuit in his coffee.

- Tom bisküvisini kahvesine batırmayı sever.
- Tom bisküvisini kahvesine bandırmayı sever.
- Tom bisküvisini kahvesine banmayı sever.
- Tom bisküvisini kahvesine daldırmaktan hoşlanır.

- Who ate the last cookie?
- Who ate the last biscuit?

Son kurabiyeyi kim yedi?

- I took the last cookie.
- I took the last biscuit.

Son kurabiyeyi aldım.

"Mum, can I have a biscuit?" "No, you shouldn't eat between meals."

"Anne, bir bisküvi olabilir miyim?" "Hayır, öğünler arasında yememelisin."

"Mom, please can I have a biscuit?" "No, you can't; you shouldn't eat between meals."

"Anne, bir bisküvi alabilir miyim lütfen?" "Hayır, alamazsın; öğünler arasında yememen gerekir"

- A cookie is under the table.
- There is a cookie under the table.
- There is a biscuit underneath the table.

Bir kurabiye masanın altındadır.