Examples of using "Beast" in a sentence and their turkish translations:
En tehlikeli canavar içindeki canavardır.
- Canavarı kışkırtmayın.
- Canavarı tahrik etmeyin.
O yırtıcı bir hayvan.
O tuhaf bir hayvandı.
O, vahşi bir hayvan gibi kudurdu.
Mary'nin kedisi pis bir canavar.
Kaplan yırtıcı bir hayvandır.
Canavar canlı, uyanık ve aç.
Seni iğrenç canavar, buradan defol!
Garip bir yaratık ormanda dolaşıyor.
Sami canavarın karnındaydı.
Yemek, insan ya da hayvan için uygun değildi.
Barbarlar kızgın vahşi bir hayvanın görünüşünden korkuyorlar.
Sen sorularda çok iyisin! Birtek soruda başarısız olmadın!
Sami kontrol edilmesi gereken bir canavardı.
Bir ayı bir kaplanla karşılaştırıldığında bir dost canavardır.
Mary Güzel ve Çirkin'den Belle'ye benziyordu.
Gerçekten kıskançlığını kontrol etmek zorundasın. O senin içindeki bir canavar gibidir.
Onlar müziğin vahşi canavarı sakinleştirdiğini söylüyorlar ama benim için şahsen, o beni ne rahatlatıyor ne de sakinleştiriyor.
Yürek hoplatan tehlikeli yakınlaşmalar nedeniyle araçlar teker teker kemikleri kıracak güce sahip canavardan kaçmaya çalışıyor.
Sizin de kanınız dökülürse, hakkınızı kesinlikle arayacağım. Her hayvandan hesabını soracağım. Her insandan, kardeşinin canına kıyan herkesten hakkınızı arayacağım.
RAB insanlardan evcil hayvanlara, sürüngenlerden kuşlara dek bütün canlıları yok etti, yeryüzündeki her şey silinip gitti. Yalnız Nuh'la gemidekiler kaldı.
Nuh RAB'be bir sunak yaptı. Orada temiz sayılan hayvanların ve kuşların hepsinden yakmalık sunular sundu.
Onlarla birlikte her tür hayvan - evcil hayvanların, sürüngenlerin, kuşlarla uçan yaratıkların her türü - gemiye bindi. Soluk alan her tür canlı çifter çifter Nuh'un yanına gelip gemiye bindi.