Translation of "Awake" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Awake" in a sentence and their turkish translations:

- Tom's awake.
- Tom is awake.

Tom uyanık.

- He is awake.
- She is awake.

O uyanık.

- Is anyone awake?
- Is anybody awake?

Uyanık olan var mı?

Stay awake.

Uyanık kal.

I'm awake.

Uyanığım.

They're awake.

Onlar uyanıklar.

We're awake.

Biz uyanığız.

- Who is already awake?
- Who's already awake?

Kimler uyanık?

- Tom's awake.
- Tom is observant.
- Tom is awake.

Tom dikkatli.

- Tom may be awake.
- Tom might be awake.

Tom uyanık olabilir.

- You have to stay awake.
- You must stay awake.
- You need to stay awake.
- You've got to stay awake.

- Uyanık kalmak zorundasın.
- Uyanık kalman gerekiyor.
- Uyanık kalmalısın.

Now Dad's awake.

Artık baba da uyandı.

New worlds awake.

...yeni yaşamlar canlanıyor. DÜNYA'DA GECE

I'm wide awake.

Tamamen uyanığım.

He's wide awake.

O tamamen uyanık.

She's wide awake.

O tamamen uyanık.

I was awake.

- Uyanmıştım.
- Uyanıktım.

The baby's awake.

Bebek uyanık.

Tom stayed awake.

Tom uyanık kaldı.

We're wide awake.

Tamamen uyanığız.

Is Tom awake?

Tom uyanık mı?

I'm awake now.

Şimdi uyanığım.

Look who's awake.

Kim uyanık bak.

You're still awake?

Sen hâlâ uyanık mısın?

He is awake.

O uyanık.

Are you awake?

- Uyanık mısın?
- Uyanık mısınız?

I'm still awake.

Ben hâlâ uyanığım.

Tom looks awake.

Tom uyanık görünüyor.

Tom looked awake.

Tom uyanık görünüyordu.

He looks awake.

O, uyanık görünüyor.

- Tom must've been awake.
- Tom must have been awake.

Tom uyanık olmalı.

- Tom's awake.
- Tom's up.
- Tom is up.
- Tom is awake.

Tom uyanık.

Now I'm wide awake.

Şimdi tamamen uyanığım.

Tom is wide awake.

Tom tamamen uyanık.

Tom is still awake.

Tom hâlâ uyanık.

He was wide awake.

O tamamen uyanıktı.

She was wide awake.

O, tamamen uyanıktı.

Tom is awake now.

Tom şimdi uyanık.

Tom isn't awake yet.

Tom henüz uyanık değil.

Is Tom awake yet?

Tom uyanık mı?

Tom, are you awake?

Tom, uyanık mısın?

Are you still awake?

Hâlâ uyanık mısın?

Tom shook Mary awake.

Tom Mary'yi sarsarak uyandırdı.

Are you really awake?

Gerçekten uyanık mısın?

Try to stay awake.

Uyanık kalmaya çalış.

Tom was wide awake.

Tom uyanıktı.

Coffee keeps me awake.

Kahve beni uyanık tutar.

Is Tom still awake?

Tom hâlâ uyanık mı?

Why are you awake?

Neden uyanıksın?

I was wide awake.

Ben tamamen uyanıktım.

Tom is probably awake.

Tom muhtemelen uyanıktır.

Tom wasn't awake yet.

Tom henüz uyanık değildi.

I can't stay awake.

Uyanık kalamam.

Tom is already awake.

Tom zaten uyanık.

He was still awake.

- Hâlâ uyanıktı.
- Daha yatmamıştı.

Are you awake yet?

Uyandın mı?

- I stayed awake until morning.
- I stayed awake 'till the morning.

Ben sabaha kadar uyanık kaldım.

- I think Tom is awake.
- I think that Tom is awake.

Sanırım Tom uyanık.

- We should've both stayed awake.
- We should have both stayed awake.

Her ikimiz de uyanık kalmalıydık.

- I thought Tom wasn't awake.
- I thought that Tom wasn't awake.

Tom'un uyanık olmadığını düşünüyorum.

- I know that Tom is awake.
- I know Tom is awake.

Tom'un uyanık olduğunu biliyorum.

- I thought Tom was awake.
- I thought that Tom was awake.

Tom'un uyanık olduğunu sandım.

- Tom is likely to be awake.
- Tom will probably be awake.

Tom muhtemelen uyanık olacak.

- Tom thought Mary wasn't awake.
- Tom thought that Mary wasn't awake.

Tom Mary'nin uyanık olmadığını düşündü.

- Tom thinks Mary isn't awake.
- Tom thinks that Mary isn't awake.

Tom Mary'nin uyanık olmadığını düşünüyor.

- Tom thought Mary was awake.
- Tom thought that Mary was awake.

Tom Mary'nin uyanık olduğunu düşündü.

- Tom thinks Mary is awake.
- Tom thinks that Mary is awake.

Tom Mary'nin uyanık olduğunu düşünüyor.

- Tom looked sharp.
- Tom seemed to be awake.
- Tom looked awake.

Tom uyanık görünüyordu.

- Tom knew that I was awake.
- Tom knew I was awake.

Tom uyanık olduğumu biliyordu.

- Both Tom and Mary are awake.
- Tom and Mary are both awake.

Hem Tom hem de Mary uyanık.

- Both Tom and I are awake.
- Tom and I are both awake.

Tom ve ben ikimiz de uyanığız.

Still very much awake. Zimbabwe.

Hâlâ bayağı ayakta olan bir dünya. Zimbabve.

He lay awake all night.

Bütün gece uyumadan uzandı.

I'm often only half awake.

Ben sık sık yarı uyanığım.

I'm often only half-awake.

Ben genellikle sadece yarı uyanığım.

I see you are awake.

Uyanık olduğunu görüyorum.

I'm not wide awake yet.

Henüz tamamen uyanık değilim.

I'm trying to stay awake.

Uyanık kalmaya çalışıyorum.

I'm trying to keep awake.

Uyanık kalmaya çalışıyorum.

I'm sure Tom was awake.

Tom'un uyanık olduğundan eminim.

Tom gently shook Mary awake.

- Tom Mary'yi uyandırmak için nazikçe salladı.
- Tom Mary'yi uyandırmak için nazikçe sarstı.

Tom lay awake in bed.

- Tom'un yatakta gözüne uyku girmedi.
- Tom yatakta uyanık yatıyordu.

Tom knew I'd be awake.

Tom uyanık olacağımı biliyordu.

I lay awake in bed.

Ben yatakta uyanık yatıyorum.

She lay awake all night.

O bütün gece uyanık yattı.

I stayed awake until morning.

Sabaha kadar uyanık kaldım.

Why are you still awake?

Neden hâlâ uyanıksın?

What's been keeping you awake?

Seni ne uyanık tutuyor?

You need to stay awake.

Uyanık kalman gerekiyor.

I was awake all night.

Bütün gece uyanıktım.

They stayed awake all night.

Onlar bütün gece uyanık kaldılar.