Examples of using "Bankruptcy" in a sentence and their turkish translations:
Detroit iflas etti.
Tom iflas etmek zorunda kaldı.
Tom'un iflas etmesi gerekir.
Tom iflas davası açtı.
Bu şirket iflas etti.
Kıbrıs iflası önlemek için mücadele ediyor.
50 sent iflas etti.
Bu koşullar altında, iflas kaçınılmazdır.
Tom, 2013 yılında iflas başvurusunda bulundu.
İşin doğrusu iflas kaçınılmaz.
Şirket iflasın eşiğinde.
Bu iflasımızı sunmak zorunda olduğumuz anlamına mı geliyor?
Ben şirketin iflas ilan etmesine kesin bir biçimde karşıyım.
Babamın şirketi iflasın eşiğindedir.
İflasından sonra yeniden ayakları üzerinde duramadı.
Şirketin iflas edeceği hakkında dolaşan bir söylenti var.
Firmanın iflas edeceğine dair başka bir söylenti var.
Şirketin iflas haberi hiç kimseye bir sürpriz gibi gelmedi.
adanın iflası ve bir ayrılan insanların devasa göçü
federal hükümetin olduğunu söylemek Porto Riko'nun iflasının büyük şoförü.
Er ya da geç, iflaslar başımızın üzerinde asılı ve biz hepimiz dilenciler gibi parasız öleceğiz.
İlk iflas yasasını geçirdi ve Hindistan'ı iş destinasyonu haline getirmeyi planlayan güçlü bir plan hazırladı.