Translation of "Antique" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Antique" in a sentence and their turkish translations:

- Tom collects antique clocks.
- Tom collects antique watches.

Tom, antika saat koleksiyonu yapıyor.

We restore antique furniture.

Antika mobilyayı onarırız.

It was this antique instrument

İşte bu antik müzik aleti.

Antique carpets are especially valuable.

- Antik halılar özellikle kıymetlidir.
- Antika halılar özellikle değerlidir.

The blue car is antique.

Mavi araba, antikadır.

It looks like an antique.

Bu bir antika gibi görünüyor.

She has some beautiful antique furniture.

Onun birkaç güzel antika mobilyası var.

An antique pot was dug out.

Antik bir çanak çıkarıldı.

This table is a priceless antique.

Bu tablo paha biçilmez antikadır.

Tom buys and sells antique rugs.

Tom antik halılar alır ve satar.

I just bought an antique gramophone.

- Sadece antika bir gramofon satın aldım.
- Az önce antika bir gramofon satın aldım.

- I'm sorry I broke your antique lamp.
- I'm sorry that I broke your antique lamp.

Antika lambanı kırdığım için üzgünüm.

The fire started in the antique store.

Yangın antikacı dükkanında başladı.

She has a great love for antique goods.

Onun antikalara karşı büyük bir tutkusu var.

This antique clock is in nearly perfect condition.

Bu antik saat neredeyse mükemmel durumda.

This antique clock is worth one thousand dollars.

Bu antika saat bin dolar değer.

Many people think that antique cars are overpriced.

Birçok kişi antika arabaların pahalı olduğunu düşünüyor.

Tom spent all day looking around antique shops.

Tom tüm günü antika dükkanlarının etrafında bakınarak geçirdi.

Tom accused me of stealing his grandfather's antique watch.

Tom beni dedesinin antika saatini çalmakla suçladı.

- I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.
- I doubt Tom would ever consider selling his antique car.

Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.

Can you tell me where the nearest antique shop is?

Bana en yakın antikacının nerede olduğu söyler misiniz?

He came across this old coin in an antique shop.

Bu antik paraya bir antikacı dükkanında rastladı.

The extracted pieces were sold to an antique store in Afyon

Çıkarılan parçalar Afyon'da bir antikacıya satıldı

I'm looking for information on the Anderson Antique Shop in London.

Londra'da Anderson Antik dükkanında bilgi arıyorum.

Tom has a small antique shop right next to his house.

Tom'un evinin hemen yanında küçük bir antika dükkanı var.

My grandfather has an antique television that he wants to give me.

Dedemin, bana vermek istediği antika bir televizyonu var.

In the end, I had to fork over $500 for that antique radio.

Sonunda o antik radyo için 500 dolardan fazla ödemek zorunda kaldım.

I think I might be interested in buying one of your antique chairs.

Sanırım antika sandalyelerinden birini almaya ilgi duyabilirim.

- She has a great love for antique goods.
- She loves antiques.
- She really likes antiques.

O, gerçekten antikaları sever.