Examples of using "Antique" in a sentence and their turkish translations:
Tom, antika saat koleksiyonu yapıyor.
Antika mobilyayı onarırız.
İşte bu antik müzik aleti.
- Antik halılar özellikle kıymetlidir.
- Antika halılar özellikle değerlidir.
Mavi araba, antikadır.
Bu bir antika gibi görünüyor.
Onun birkaç güzel antika mobilyası var.
Antik bir çanak çıkarıldı.
Bu tablo paha biçilmez antikadır.
Tom antik halılar alır ve satar.
- Sadece antika bir gramofon satın aldım.
- Az önce antika bir gramofon satın aldım.
Antika lambanı kırdığım için üzgünüm.
Yangın antikacı dükkanında başladı.
Onun antikalara karşı büyük bir tutkusu var.
Bu antik saat neredeyse mükemmel durumda.
Bu antika saat bin dolar değer.
Birçok kişi antika arabaların pahalı olduğunu düşünüyor.
Tom tüm günü antika dükkanlarının etrafında bakınarak geçirdi.
Tom beni dedesinin antika saatini çalmakla suçladı.
Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.
Bana en yakın antikacının nerede olduğu söyler misiniz?
Bu antik paraya bir antikacı dükkanında rastladı.
Çıkarılan parçalar Afyon'da bir antikacıya satıldı
Londra'da Anderson Antik dükkanında bilgi arıyorum.
Tom'un evinin hemen yanında küçük bir antika dükkanı var.
Dedemin, bana vermek istediği antika bir televizyonu var.
Sonunda o antik radyo için 500 dolardan fazla ödemek zorunda kaldım.
Sanırım antika sandalyelerinden birini almaya ilgi duyabilirim.
O, gerçekten antikaları sever.