Translation of "Zes" in Turkish

0.023 sec.

Examples of using "Zes" in a sentence and their turkish translations:

Wacht tot zes uur.

Altıya kadar bekleyin.

Het was zes uur.

Saat altıydı.

Het is zes uur.

Saat altı.

We hebben zes eieren.

Bizim altı tane yumurtamız var.

- Zes keer drie is achttien.
- Zes maal drie is achttien.
- Zes maal drie is gelijk aan achttien.

Üç kere altı on sekize eşittir.

Kom uiterlijk om zes uur.

- En geç altıda gelin.
- En azından altıda gelin.
- Hiç olmazsa altıda gelin.

Het is al zes uur.

Saat zaten altı.

Hoeveel is vier maal zes?

Dört kere altı kaç yapar?

Een zeshoek heeft zes zijden.

Bir altıgenin altı yanı var.

Dit huis heeft zes kamers.

Bu evin altı odası var.

Het telefoongesprek duurde zes uur.

Telefon görüşmesi altı saat sürdü.

Het is vijf voor zes.

Saat altıya beş var.

- God schiep deze wereld in zes dagen.
- God schiep de wereld in zes dagen.

Tanrı dünyayı altı günde yarattı.

- Hij heeft een hond en zes katten.
- Hij heeft één hond en zes katten.

Onun bir köpeği ve altı kedisi var.

- Hij heeft een hond en zes katten.
- Ze heeft een hond en zes katten.

Onun bir köpeği ve altı kedisi var.

Laten we tot zes uur wachten.

Saat altıya kadar bekleyelim.

Mijn vliegtuig vertrekt om zes uur.

Uçağım 06:00 da kalkar.

De meeste gitaren hebben zes snaren.

Birçok gitarın altı teli var.

Dat tijdschrift verdween na zes jaar.

Bu gazete altı yıl sonra ortadan kayboldu.

Hij is bijna zes voet groot.

O, neredeyse altı fit boyundadır.

Ik kom thuis tegen zes uur.

Saat altıya kadar eve geleceğim.

Ik kom terug voor zes uur.

Saat altıya kadar döneceğim.

Hij werd zes jaar later herkozen.

Altı yıl sonra yeniden seçildi.

Ik kwam zo rond zes uur.

Ben yaklaşık saat altıda geldim.

Ik ben rond zes uur opgestaan.

Ben yaklaşık altıda kalktım.

Roep me om zes uur morgenochtend.

Yarın sabah altıda beni ara.

Er zijn zes mensen, inclusief hem.

O dahil altı kişi var.

Komt hij om zes uur thuis?

O, eve altıda mı gelir?

Hij kwam om zes uur terug.

O, altıda döndü.

Het is zes graden onder nul.

Sıfırın altında altı derece.

Ik ben om zes uur opgestaan.

Ben saat altıda kalkarım.

Je moet om zes uur opstaan.

Altıda kalkmalısın.

Hij blijft vijf à zes dagen.

- Beş altı gün kalacak.
- Beş ilâ altı gün arası kalır.

De receptie begint om zes uur.

Resepsiyon saat altıda başlıyor.

Ze zijn zes maanden geleden getrouwd.

Onlar altı ay önce evlendi.

Om zes uur ben ik terug.

Ben altıda geri döneceğim.

- Ik heb om zes uur een afspraakje met hem.
- Ik heb om zes uur met hem afgesproken.
- Ik ontmoet hem om zes uur.

Altıda onunla bir randevum var.

- Tom verdriedubbelde zijn investering in zes maanden.
- Tom heeft zijn investering verdriedubbeld in zes maanden.

- Tom altı ay içerisinde yatırımını üçe katladı.
- Tom altı ayda yatırımını üçe katladı.

En ongeveer zes maanden voor ze stierf,

Ölümüne altı ay kala, hiç yoktan,

Zes kleintjes... ...slechts 'n paar uur oud.

Altı yeni doğmuş yavru. Birkaç saatlikler.

Ik ben rond zes uur wakker geworden.

Yaklaşık saat altıda uyandım.

Henry heeft niet meer dan zes dollar.

Hanry'nin sadece altı doları var.

Het recept is genoeg voor zes mensen.

Yemek tarifi altı kişiye hizmet vermektedir.

Ze is zes jaar ouder dan ik.

Benden altı yaş daha büyüktür.

Ik verwacht haar tegen zes uur terug.

Altıya kadar döneceğini umuyorum.

Er zitten zes appels in de doos.

Kutuda altı elma var.

Bedankt, ik heb alle zes bestanden gedownload.

Sağ ol, altı dosyanın tamamını indirdim.

Ik kom altijd om zes uur thuis.

Ben her zaman altıya kadar evde olurum.

Ik heb zes maanden in China gewoond.

Altı aydır Çin'de yaşamaktayım.

Ongelooflijk dat je moeder zes talen spreekt.

Annenin altı dil konuşması ne kadar şaşırtıcı.

Ze heeft een hond en zes katten.

O bir köpeğe ve altı kediye sahiptir.

Ik stond vanochtend om zes uur op.

Bu sabah altıda kalktım.

Ik heb alle zes de vensters gesloten.

Altı pencerenin hepsini kapattım.

Zes in kwadraat staat gelijk aan zesendertig.

Altının karesi otuz altıya eşittir.

Ik sta altijd op om zes uur.

- Her zaman saat altıda kalkarım.
- Ben her zaman altıda kalkarım.

Het vliegtuig landde om zes uur precies.

Uçak tam 6'da iniş yaptı.

Hoeveel kilometers zitten er in zes mijl?

Altı milde kaç kilometre vardır?

Tom zegt dat hij zes talen spreekt.

Tom altı dil konuşabileceğini söylüyor.

Hij woont zes huizen van me vandaan.

Benimkinden daha uzak altı evde yaşar.

Gewoonlijk staat hij om zes uur op.

Genellikle saat altıda uyanır.

Hij heeft een hond en zes katten.

O bir köpeğe ve altı kediye sahiptir.

Binnen zes maanden verlaat ze het land.

O, ülkeyi altı ay içinde terk ediyor.

Ik zal daar tot zes uur blijven.

Saat altıya kadar orada kalacağım.

Bob zal om zes uur terug zijn.

Bob saat 6.00'da geri dönecek.

God schiep deze wereld in zes dagen.

Allah dünyayı altı günde yarattı.

- Dat waren de droogste zes maanden in dertig jaar.
- Dit waren de droogste zes maanden in dertig jaar.

Bu, otuz yıl içinde en kuru altı ay oldu.

Tom staat iedere morgen om zes uur op.

Tom her sabah saat altıda kalkar.

Rond zes uur komt ze terug van school.

Saat altıya kadar okuldan dönecek.

Een van mijn zes Facebook accounts is geblokkeerd.

Altı Facebook hesabımdan biri, Facebook tarafından askıya alındı.

Er waren maar zes mensen op het feest.

Partide sadece altı kişi vardı.

Hij is hier altijd tussen vijf en zes.

Saat 5 ile 6 arası hep buradadır.

Ik ben zes maanden geleden gestopt met roken.

Altı ay önce sigara içmeyi bıraktım.

Wij eten altijd om zes uur 's avonds.

Biz her akşam 6:00'da akşam yemeğini yeriz.

Ik heb leren fietsen toen ik zes was.

Ben altı yaşındayken bisikletin nasıl sürüleceğini öğrendim..

Mijn vader komt gewoonlijk om zes uur thuis.

- Babam genellike eve altıda gelir.
- Babam genellikle altıda eve gelir.

Facebook heeft een van mijn zes accounts geblokkeerd.

Facebook benim altı hesabımdan birini askıya aldı.

Francis kwam om zes uur bij Galeao aan.

Francis saat altıda Galeao'ya geldi.

Jouw moeder spreekt zes talen -- dat is waanzinnig.

Senin annen altı dil konuşuyor - Bu çılgınlık.

Er waren zes kinderen in het gezin Evans.

Evans ailesinde altı çocuk vardı.

Ik ben zes keer door een auto aangereden.

Altı kere bana araba çarptı.

Sami kwam om zes uur de moskee binnen.

- Sami saat altıda camiye girdi.
- Sami camiye saat altıda girdi.

Sami bekende zes andere meisjes vermoord te hebben.

Sami diğer altı kızı öldürdüğünü itiraf etti.

Ze vertelden deze kinderen, sommigen slechts zes jaar oud,

Ve o bazıları 6 yaşında olan çocuklara,

- Het is bijna zes uur.
- Het loopt tegen zessen.

Saat neredeyse altı.

Ik sta bijna iedere dag om zes uur op.

Neredeyse her gün saat altıda kalkarım.

Nadat we zes kilometer gewandeld hadden, was hij uitgeput.

Altı kilometre yürüdükten sonra, o yorgun kendini hissetti.

Het avondeten is meestal niet voor zes uur klaar.

Akşam yemeği genellikle saat altıya kadar hazır değildir.

Als je vier van tien aftrekt, krijg je zes.

10'dan 4'ü çıkarırsan 6'yı elde edersin.

Ik was klaar met mijn werk om zes uur.

İşimi saat altıda bitirdim.