Examples of using "Weigerde" in a sentence and their turkish translations:
Ödemeyi reddetti.
O ödemeyi reddetti.
O, daveti reddetti.
O bana yardım etmeyi reddetti.
- O yorum yapmaktan kaçındı.
- O, yorum yapmayı reddetti.
O bana yardım etmeyi reddetti.
Custer dinlemeyi reddetti.
O, rüşvet almayı reddetti.
O, parayı almayı reddetti.
Tom Mary ile çalışmayı reddetti.
Sami okula gitmeyi reddetti.
reddetmesine rağmen , vasıfsız olduğunu
O onlara bilgi vermeyi reddetti.
Meksika hükümeti görüşmeyi reddetti.
At durdu ve kımıldamadı.
Banka onlara daha fazla kredi vermeyi reddetti.
Tom reddetti.
Tom çok kızgındı ve Mary ile konuşmayı reddetti.
- Mary nerede doğduğunu bana söylemeyi reddetti.
- Mary doğduğu yeri bana söylemeyi reddetti.
Onun kendisiyle evlenmesini istedi fakat o reddetti.
Çelimsiz yaşlı adam inatla bir tekerlekli sandalyeyi kullanmayı reddetti.
Tom'un masası o kadar dağınıktı ki, temizlikçi odayı temizlemeyi reddetti.
Askeri mahkeme hapis cezasını reddetti, bu yüzden davası Akranlar Odası'na gitti.