Examples of using "Tas" in a sentence and their turkish translations:
- Çantanı bana ver.
- Torbanı bana ver.
Bu senin çantan mı?
Senin çantan açık.
İşte senin çantan.
Benim çantam boştur.
O çantayı istiyorum.
Bu Tom'un çantası mı?
Çantam orada.
Çantamı istiyorum.
- Senin fincanın hangisi?
- Hangisi senin fincanın?
Bu çanta küçük değil.
Bir fincan kahve ister misin?
Bir çantaya ihtiyacım var.
Bu çanta kimin?
Çantam çok ağır.
Bu çanta benim.
O çanta benim.
Tom çantasına baktı.
Çantanı al da gel!
Çantamda bir tane daha var.
Çantamı buraya bırakabilir miyim?
Hangi plastik çanta seninki?
Bu çantada ne var?
Anahtarlar çantamdaydı.
Çanta benim değildi.
Bir fincan daha kahve ister misiniz?
Tom çantasını cevizle doldurdu.
Masanın üzerinde bir çanta vardır.
O, sırtında bir çanta taşır.
Karım için bir çanta arıyorum.
Bu çanta sizinki mi yoksa onunki midir?
Çantamı ne yaptın?
Bakın gençler, bu çanta armutlarla dolu.
Bu çanta herhangi bir mağazada mevcut değildir.
Tom Mary'nin çantasını arabada bıraktı.
Hangi çanta sizinki?
Onu taşımak için bir çantaya ihtiyacım var.
Lütfen bize iki çanta çay ve bir çanta kahve getir.
Çantam çok eski. Yeni bir tane almalıyım.
Ben bir bilet alırken çantama dikkat et.
Tasta çatlak var.
Bir çanta satın aldım.
- Bir kağıt torba alabilir miyim?
- Kağıt bir torba alabilir miyim?
Bu kutu çantama sığmayacak kadar büyük.
Tom hemen mektubu çantasından çıkarıp bana uzattı.
- Lütfen bana bir fincan süt ver.
- Lütfen bana bir bardak süt ver.
- Lütfen bana bir fincan süt verin.
Domates çorbası için İskoç tarifi: Kırmızı fincan içine sıcak su dökün.