Examples of using "Sleutel" in a sentence and their turkish translations:
Bu sizin anahtarınız.
İşte anahtarın.
İşte anahtarın.
Anahtarı getir.
- Anahtarımı kaybettim.
- Ben anahtarımı kaybettim.
Bana anahtarı ver.
Anahtarı kaybettim.
- Anahtarımı kaybettim.
- Benim anahtarımı kaybettim.
- Ben anahtarımı kaybettim.
İşte anahtarım.
Bir anahtarım var.
Anahtar nerede?
İşte anahtarın.
Bana anahtarı ver.
Anahtarı aradı.
O anahtarı döndürdü.
Anahtarı bulmak zorundayız.
Anahtarı buldum.
Tom bana anahtarını verdi.
Anahtarı bulmalıyım.
Anahtarım yok.
Mary anahtarı kaybetti.
Bana bu kalenin anahtarını ver!
Kilit ve anahtar gibi.
Anahtarımın nerede olduğunu biliyor musun?
Şimdi anahtarı alabilir miyim, lütfen?
O anahtarı nerede buldun?
Tom'un hâlâ bir anahtarı var mı?
O, anahtarı kilide soktu.
Bu Aradığınız anahtar mı?
John cebinden bir anahtar aldı.
Sen anahtarını arıyorsun.
Bana bu kilidin anahtarını ver!
Tom'a anahtarımı vermek istemiyorum.
Tom'da Mary'nin dairesinin anahtarı var mı?
Anahtarı Tom'a verdin mi?
Anahtarı olan benim.
Kayıp anahtar için odayı aradı.
çünkü herhangi biri bağlı bir cihaz üzerinden giriş yapabiliyorsa
Boşaltmak için de bir düğmesi oldu mu tamamdır.
Arabamın anahtarını kaybettim.
Maalesef bu anahtar uymaz.
Hangi anahtarı kullanacağımı bilmiyorum.
O, kalbimin anahtarını buldu.
- Tom'un anahtarı nerede sakladığını bilmiyorum.
- Tom'un anahtarı sakladığı yeri bilmiyorum.
Sanırım Tom'un anahtarı nereye sakladığını biliyorsun.
Ben kapıyı açamıyorum. Anahtarın var mı?
- Tom anahtarını nereye saklamış acaba?
- Tom'un anahtarını nereye gizlediğini merak ediyorum.
Evet dostlarım, bu konuşmalar işte o güncellemeyi başlatabilir
yepyeni bir fizik anlayışının ve evrendeki yerimizi algılamanın