Translation of "Ramadan" in Turkish

Ik hou van ramadan.

- Ramazan ayını severim.
- Ramazanı severim.
- Ramazan'ı seviyorum.

Niet alle moslims observeren ramadan.

Tüm Müslümanlar Ramazana riayet etmez.

Sami vastte de maand ramadan.

Sami ramazanda oruç tuttu.

Sami bracht ramadan alleen door.

Sami ramazanı yalnız geçirdi.

Sami brengt ramadan alleen door.

Sami ramazanı yalnız geçirir.

Sami was geïntrigeerd door de maand ramadan.

Ramazan ayı Sami'nin ilgisini çekmişti.

Sami las de hele Koran in ramadan.

Sami ramazanda Kuran'ı baştan sona okudu.

Sami bracht zijn eerste ramadan door in Egypte.

Sami ilk ramazanını Mısır'da geçirdi.

Ze geven moslimarbeiders toestemming om vroeg te vertrekken tijdens ramadan.

- Müslüman işçilere Ramazan ayında erken çıkma izni verdiler.
- Müslüman çalışanlara Ramazan ayında erken çıkış izni veriyorlar.

Iemand voeden tijdens de heilige maand ramadan is zeer de moeite waard.

Ramazanışerifte birini doyurmak çok sevaptır.

Elke ramadan bezoekt Yitzhak zijn vriend Sami in een dorpje in de Westelijke Jordaanoever.

İzak her ramazan Batı Şeria'daki küçük bir köye Sami'yi ziyaret etmeye gidiyor.