Translation of "Noch" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Noch" in a sentence and their turkish translations:

- Noch Tom noch Maria hebben dat gedaan.
- Noch Tom noch Maria heeft dat gedaan.

Ne Tom ne de Mary bunu yaptı.

Ik wil noch uitlenen noch lenen.

Ödünç vermek ya da ödünç almak istemiyorum.

Noch het ene, noch het andere.

İkisinin arası.

Ze is noch rijk, noch beroemd.

O, ne zengin ne de ünlüdür.

Noch Tom noch Mary werken voor John.

Ne Tom ne de Mary John için çalıştı.

Noch Tom, noch Maria willen dat doen.

Ne Tom ne de Mary bunu yapmak istiyor.

Noch Tom, noch Maria moeten dat doen.

Ne Tom ne de Mary bunu yapmalı.

Maria kende noch zijn naam, noch zijn telefoonnummer.

- Maria onun ne adını ne de telefon numarasını biliyordu.
- Maria ne onun adını ne de telefon numarasını biliyordu.

Noch Tom noch Mary houdt erg van aubergine.

Ne Tom ne de Mary patlıcanı çok sevmiyor.

Zij is noch in huis noch op school.

O ne evde ne de okulda.

Hij rookt noch drinkt.

O, ne sigara ne de içki içer.

Hij schreef noch telefoneerde.

Ne yazdı ne de telefon etti.

Ik rook noch drink.

Ne sigara ne de içki içerim.

Ik vond mijn vader noch op zijn kamer, noch in de tuin.

Ne odasında ne de bahçede babamı bulamadım.

Tom kan lezen noch schrijven.

Tom ne okuyabilir ne de yazabilir.

Ik kan lezen noch schrijven.

- Benim okumuşluğum yazmışlığım yok.
- Ne okuyabilirim ne de yazabilirim.

Ik wil vlees noch vis.

Ne et ne de balık istiyorum.

Tom heeft geen broers, noch zussen.

Tom'un hiç erkek kardeşi ve kız kardeşi yok.

Ik heb het noch tegen mijn ouders, noch tegen mijn familie of mijn vrienden kunnen zeggen.

Ebeveynlerime, aileme ya da arkadaşlarıma söyleyemedim.

Tom noch Maria stierven in het ongeluk.

- Ne Tom ne de Mary kazada öldü.
- Tom da Mary de kazada ölmedi.

Daar is kop noch staart aan te krijgen.

O herhangi bir anlam ifade etmiyor.

Deze vogel leeft in Japan noch in China.

- Bu kuş ne Japonya'da ne de Çin'de yaşar.
- Bu kuş, ne Japonya'da, nede Çin'de yaşar.

- Noch ben ik rijk, noch wil ik rijk worden.
- Ik ben niet rijk en wil dat ook niet zijn.

Zengin değilim ne de olmak istiyorum.

"Koeien geven ons melk, en kippen geven ons eieren." "Eigenlijk geven noch koeien noch kippen ons iets. We nemen het zonder hun toestemming."

"Bize inekler süt, tavuklar da yumurta verir." "Aslında ne inekler, ne de tavuklar bize hiçbir şey vermez. Bunları onların rızası dışında alıyoruz."

“Mijn troepen zullen jullie oogsten niet belemmeren, noch je steden overbevolken.

“Birliklerim size hasatlarınızı engellemeyecek veya şehirlerinizi aşırı kalabalıklaştırmayacak.

We verkopen geen alcoholische dranken noch sigaretten aan personen onder de achttien jaar.

- 18 yaşın altındaki kişilere alkollü içki ve sigara satışı yapmıyoruz.
- 18 yaşından küçüklere alkollü içki ve sigara satışı yapmıyoruz.

Maar in de strijd kon hij hun linies niet breken, noch hun ontsnapping over zee verhinderen.

Ancak savaşta ne onların hatlarını kıramadı ne de deniz yoluyla kaçmalarına engel oldu.

- Dit slaat nergens op.
- Daar is kop noch staart aan te krijgen.
- Dat is onzin.
- Dit is zinloos.

- O herhangi bir anlam ifade etmiyor.
- O saçmalık.
- Bu saçma.
- Bu saçmalık.

- Dit slaat nergens op.
- Daar is kop noch staart aan te krijgen.
- Dat is onzin.
- Dat slaat nergens op.

- O herhangi bir anlam ifade etmiyor.
- Bu saçma.
- Bu saçmalık.