Examples of using "Lichtgevoelige" in a sentence and their turkish translations:
Ama düşük ışıkta görmeye ayarlı kameralar...
Düşük ışıkta çekim yapan kameralarsa...
Düşük ışığa duyarlı kameralar Mumbai sokaklarında kol gezen...
Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bu donuk dünyayı bize gösteriyor.
Eğer algin bu ışığa duyarlı kısmını klonlarsak
Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bir anne kutup ayısı ile iki yavrusunu tespit ediyor.
Ama düşük ışıkta çalışan kameralar farklı bir yaklaşımı olan bir türü ortaya çıkarıyor.
Gecenin bir yarısı. Düşük ışığa duyarlı kameralar çarpıcı bir görüntü yakalıyor.
Gözlerindeki, ışığa duyarlı hücrelerden oluşan yatay hatla ufku tararlar.