Translation of "Vrij" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Vrij" in a sentence and their turkish translations:

- Ben je vrij?
- Bent u vrij?
- Zijn jullie vrij?

Boş musun?

- Je bent vrij.
- U bent vrij.
- Jullie zijn vrij.

Sen özgürsün.

- Laat hem vrij.
- Laat hem vrij!

- Onu serbest bırakın.
- Onu salıverin.
- Onu salın.

- Je bent vrij.
- U bent vrij.

Sen özgürsün.

Vrij indrukwekkend.

Oldukça şaşırtıcı.

- Wanneer ben je vrij?
- Wanneer bent u vrij?
- Wanneer zijn jullie vrij?

Ne zaman boşsun?

- Ben je overmorgen vrij?
- Bent u overmorgen vrij?
- Zijn jullie overmorgen vrij?

Öbür gün boş musun?

- Ben je vanavond vrij?
- Bent u vanavond vrij?
- Zijn jullie vanavond vrij?

Bu gece boş musun?

- Je bent nu vrij.
- U bent nu vrij.
- Jullie zijn nu vrij.

Artık özgürsün.

- Ben je morgen vrij?
- Bent u morgen vrij?
- Zijn jullie morgen vrij?

Yarın boş musunuz?

- Ik ben deze nacht vrij.
- Vanavond ben ik vrij.
- Ik ben vanavond vrij.

- Bu gece boşum.
- Bu gece serbestim.

Vrij moerassig, hier.

Gittikçe bataklık hâlini alıyor.

Vrij ondiep water.

Su oldukça sığdı.

We zijn vrij!

Özgürüz!

Tom is vrij.

- Tom boş.
- Tom özgürdür

Bent u vrij?

Müsait misin?

Ik ben vrij.

Ben özgürüm.

Denken staat vrij.

Düşünce özgürdür.

Laat Tom vrij.

Tom'u serbest bırak.

Zij zijn vrij.

Onlar özgürler.

We zijn vrij.

Biz özgürüz.

Je bent vrij.

Sen özgürsün.

Laat ze vrij.

Onları serbest bırak.

Laat hem vrij.

Onu serbest bırak.

Laat haar vrij.

Onu serbest bırak.

Laat hem vrij!

Onu serbest bırakın!

Werk maakt vrij.

Çalışmak özgür kılar.

U bent vrij.

Özgürsünüz.

- Het is een vrij land.
- Dit is een vrij land.

Burası özgür bir ülke.

Het ruikt vrij sterk.

Ama oldukça güçlü bir kokusu var.

Dit werkt vrij goed.

Pekâlâ. Bu gayet iyi oldu.

Dit is vrij riskant.

Bu gittikçe tehlikeli bir hâl alıyor.

Dit is vrij ondiep.

Bu oldukça sığ.

Je vrij gemakkelijk uitzoeken.

anlayabilirsiniz .

Hou volgende zondag vrij.

Önümüzdeki Pazar gününü boş tutun.

Excuseer, is deze vrij?

- Affedersiniz, burası dolu mu?
- Affedersiniz, bu sandalye dolu mu?

Je bent vrij goed.

Oldukça iyisin.

Het is vrij koud.

- Hava oldukça soğuk.
- Çok soğuk.

Vanmiddag ben ik vrij.

Bu akşam boş olacağım.

Ik ben vandaag vrij.

Bugün boşum.

Maria is vrij pretentieus.

Mary oldukça züppe.

Ik wil vrij zijn.

Özgür olmak istiyorum.

Ik wilde vrij zijn.

Ben özgür olmak istedim.

Is deze zitplaats vrij?

Bu yer boş mu?

Morgen bent u vrij.

Yarın boşsun.

Is zij vrij vanavond?

Bu akşam boş mu?

Is hij vrij vanavond?

Bu akşam boş mu?

We zijn eindelijk vrij.

Biz sonunda özgürüz.

Wie is er vrij?

Kim boş?

Ik ben niet vrij.

Boş değilim.

Heeft u vanavond vrij?

Bu gece izinli misin?

Tom is vrij lang.

Tom biraz uzun boylu.

Ik neem morgenmiddag vrij.

Yarın öğleden sonra izne ayrılıyorum.

We zijn niet vrij.

Biz özgür değiliz.

Ik zal vrij zijn.

Özgür olacağım.

Is Tom nu vrij?

Tom şimdi boş mu?

We zijn nu vrij.

Biz şimdi özgürüz.

Vanavond ben ik vrij.

- Bu gece boşum.
- Bu gece serbestim.

Ik ben nu vrij.

Şimdi özgürüm.

Ben je vrijdagmiddag vrij?

Cuma öğleden sonra boş musunuz?

Nu ben ik vrij.

Artık özgürüm.

Ben je morgenochtend vrij?

Yarın sabah boş musun?

Tom is vrij laat.

Tom oldukça geç kaldı.

- Hij heeft een week vrij genomen.
- Hij nam een week vrij.

O bir hafta izin aldı.

- Zaterdag is mijn vader vrij.
- Mijn vader heeft vrij op zaterdag.

Babam cumartesi günü boş.

- Hoelang heb je vrij voor Kerstmis?
- Hoelang hebt u vrij voor Kerstmis?
- Hoelang hebben jullie vrij voor Kerstmis?

Noel için ne kadar süre izin alırsın?

Johns rechtvaardiging was vrij eenvoudig:

John'un gerekçesi şuydu:

Dat is nog vrij ver.

Hâlâ çok uzakta.

Zaterdag is mijn vader vrij.

Cumartesi babamın boş olduğu gündür.

Ik ben vrij op zondag.

Benim pazar günü işim yok.

Vandaag ben ik niet vrij.

Bugün boş değilim.

Ik ben vrij van zorgen.

Kendimi fazla üzmem.

Het is een vrij land.

Bu özgür bir ülke.

Tom kan vrij goed zingen.

Tom oldukça iyi şarkı söyleyebilir.

Neem een paar dagen vrij.

- Birkaç gün izne çık.
- Birkaç günlüğüne izne çık.

Welke kamers zijn er vrij?

Hangi odalar boş?

Is deze plaats nog vrij?

- Bu yer hâlâ boş mu?
- Bura boş mu acaba?

Dat weet ik vrij zeker.

Ben oldukça eminim.

Mijn vader is vanmiddag vrij.

Babam bu öğleden sonra boş.

Ik ben morgen niet vrij.

Yarın boş olmayacağım.

De kamer is vrij klein.

Oda oldukça güzel.

Duitsland is een vrij land.

Almanya özgür bir ülkedir.

We zijn nog niet vrij.

Henüz özgür değiliz.