Translation of "Dik" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Dik" in a sentence and their turkish translations:

- Ik ben niet dik!
- Ik ben niet dik.

Ben şişman değilim!

Ik ben dik.

- Ben şişmanım.
- Şişmanım.

Is Laurie dik?

Laurie şişman mı?

Tom is dik.

- Tom şişman.
- Tom şişmandır.

We worden dik.

Şişmanlıyorum.

Hij wordt dik.

O şişmanlıyor.

Tom wordt dik.

Tom şişmanlıyor.

Ben ik dik?

Kilolu muyum?

Word niet dik.

Şişmanlama.

- Vindt ge mij te dik?
- Denk jij dat ik dik ben?
- Vind je me te dik?

- Benim şişman olduğumu düşünüyor musunuz?
- Sizce ben şişman mıyım?

De vrouw is dik.

- Kadın şişman.
- Kadın şişmandır.

Ik ben erg dik.

Ben çok şişmanım.

Ik ben niet dik!

Şişman değilim!

Je bent te dik.

Sen aşırı kilolusun.

Je bent niet dik.

Sen şişman değilsin.

Ik ben niet dik.

Şişman değilim.

Ik ben zo dik.

Çok şişmanım.

Tom is ook dik.

Tom da şişman.

Het ijs is heel dik.

Buz çok kalın.

Je ziet er dik uit.

Şişman görünüyorsun.

Te veel zoetigheden maken dik.

Çok fazla tatlı sizi şişmanlatır.

Deze kat is erg dik.

Bu kedi çok şişman.

Tom is een beetje dik.

Tom biraz şişman.

Ik ben een beetje dik.

Ben biraz şişmanım.

Is de nieuwe onderwijzer dik?

Yeni öğretmen şişman mı?

Zit Tom dik in de problemen?

Tom'un başı çok belada mı?

Het is dik aan tussen hen.

O ikisi oldukça yakın.

De muur is twee meter dik.

Duvar, iki metre kalınlığındadır.

Het ijs is vijf centimeter dik.

Buz iki inç kalınlığında.

Tom heeft een dik Schots accent.

Tom'un ağır bir İskoç aksanı var.

Tom is niet zo dik als ik.

Tom benim kadar şişman değil.

Is ze zwanger of alleen maar dik?

O, hamile mi yoksa sadece şişman mı?

Je hebt geen rondingen. Je bent dik.

- Sen düzgün vücutlu değilsin. Sen şişmansın.
- Sen kıvrımlı hatlara sahip değilsin. Sen şişmansın.

- Het ijs is dik genoeg om erop te stappen.
- Het ijs is dik genoeg om erop te lopen.

Buz üzerinde yürümek için yeteri kadar kalın.

Als je zoveel eet, zal je dik worden.

O kadar çok yersen, şişmanlarsın.

Als je te veel eet, word je dik.

- Çok fazla yersen şişmanlarsın.
- Çok fazla yersen, şişmanlarsın.
- Çok fazla yemek yersen şişmanlarsın.
- Çok yersen şişmanlarsın.

Is het ijs dik genoeg om te schaatsen?

Buz, paten kaymak için yeterince kalın mı?

De mist is vandaag zo dik als erwtensoep.

Bugün sis bezelye çorbası kadar kalındı.

Tom draagt een bril met een dik montuur.

Tom kalın çerçeveli gözlük takar.

Mijn oom is mager, maar mijn tante is dik.

Amcam zayıf fakat teyzem şişman.

Rijst maakt dik. Eet er niet te veel van!

Pilav kilo aldırır, fazla yeme ondan!

Het ijs was dik genoeg om erop te gaan.

Buz üzerinde yürüyecek kadar kalındı.

Een duikfles in een dik kelpwoud is voor mij niet optimaal.

Sık bir yosun ormanında oksijen tüpü takmak benim için ideal değil.

De sneeuw was zo dik dat we niets voor ons konden zien.

Kar o kadar kalındı ki biz önümüzü göremedik.

Als hij niet de hele dag zou zitten, dan zou hij ook niet dik worden.

Bütün gün oturmasa, şişmanlamaz.

Jane is dik en onbeschoft en rookt te veel. Maar Ken vindt haar schattig en charmant. Daarom wordt er gezegd dat liefde blind is.

Jane şişman ve kaba ve çok sigara içiyor. Fakat, Ken onun güzel ve çekici olduğunu düşünüyor. Aşkın gözü kördür demelerinin nedeni bu.