Translation of "Word" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Word" in a sentence and their turkish translations:

Word niet ouder, word wijzer!

İhtiyarlama, daha akıllı ol!

- Word alsjeblieft wakker.
- Word alstublieft wakker.

Lütfen uyanın.

Word wakker!

- Kalk!
- Uyan!

- Word alsjeblieft niet boos.
- Word alstublieft niet boos.

Lütfen sinirlenme.

Word niet boos.

Sinirlenme!

Ik word ouder.

Yaşlanıyorum.

Ik word grijs.

Saçlarıma ak düşüyor!

Ik word kaal.

Kelleşiyorum.

Ik word gechanteerd.

Şantaja uğruyorum.

Ik word wagenziek.

Araba beni tutuyor.

Ik word moe.

Yoruluyorum.

Ik word dokter.

Bir doktor olacağım.

Word snel beter!

Geçmiş olsun!

Word je gevolgd?

Sen takip ediliyor musun?

Ik word geholpen.

Bana yardım ediliyor.

Word ik kaal?

Kelleşiyor muyum?

Ik word vader.

Baba oluyorum.

Word niet dik.

Şişmanlama.

Ik word nat.

Ben ıslanıyorum.

Ik word boos.

Kızıyorum.

- Ik word er ziek van.
- Ik word er misselijk van.

Bu beni hasta ediyor.

Ik word snel hysterisch.

Kolaylıkla isteri olurum.

- Word wakker!
- Wees realistisch!

Gerçekçi ol.

- Sta op!
- Word wakker!

- Kalk!
- Uyan!

Morgen word ik achtentwintig.

Yarın 28 olacağım.

Ik word overmorgen 13.

Öbür gün 13 yaşına gireceğim.

Vannacht word ik zwanger.

Bu gece hamile kalıyorum.

Ik word er nerveus van.

O, beni sinirlendiriyor.

Volgend jaar word ik zeventien.

Ben gelecek yıl on yedi olacağım.

Ik word liever alleen gelaten.

Yalnız bırakılmayı tercih ederim.

Ik word stapelgek van Tom.

Tom beni deli ediyor.

Ik word een beetje dronken.

Biraz sarhoş oluyorum.

In september word ik zestien.

Eylülde on altı olacağım.

Ik word gek van jou.

Beni deli ediyorsun.

Ik word gewoonlijk vroeg wakker.

Genellikle erken uyanırım.

Word alsjeblieft niet zoals hij.

- Lütfen ona benzeme.
- Lütfen onun gibi olma.

Ik word dertig in oktober.

Ekim ayında otuz yaşında olacağım.

Hoe vroeg word je wakker?

Ne kadar erken kalkıyorsun?

- Geloof mij. Ik word een nieuwe mens.
- Geloof mij. Ik word een nieuwe man.

İnanın bana. Ben yeni bir adam olacağım.

Dan word ik een beetje claustrofobisch.

Klostrofobim artmaya başlıyor.

- Word wakker, Tom.
- Wakker worden, Tom.

Uyan, Tom.

- Word ik verdacht?
- Ben ik verdacht?

- Ben şüphe altında mıyım?
- Zan altında mıyım?

Vandaag word je vier jaar oud.

Bugün dört yaşına giriyorsun.

- Tom, word wakker.
- Tom, wakker worden.

Tom, uyan.

Ik denk dat ik misselijk word.

- Hasta olacağım.
- Kusacağım.

- Ik ben geholpen.
- Ik word geholpen.

Bana yardım edildi.

Ik denk dat ik gek word.

Sanırım çıldırıyorum.

Volgende week word ik dertig jaar.

Gelecek hafta otuz yaşında olacağım.

- Sta op.
- Word wakker!
- Wees realistisch!

- Kalk!
- Uyan!

Ik word maar zelden op feestjes uitgenodigd.

Partilere nadiren davet edilirim.

Het is mogelijk dat ik word gedood.

Öldürüleceğime dair bir olasılık var.

Ik word dit jaar 30 in oktober.

Bu ekim ayında 30 yaşına giriyorum.

Ik word niet vaak op feestjes uitgenodigd.

Ben çoğunlukla partilere davet edilmem.

Met deze medicijnen word je niet beter.

Bu ilaçla iyi olunmaz.

Ik word zwakker met de hitte die toeneemt.

Hava ısındıkça güçsüzleştiğimi hissediyorum.

- Ik sta vroeg op.
- Ik word vroeg wakker.

Erken uyanırım.

Ik word de god van de nieuwe wereld.

Ben yeni dünyanın tanrısıyım.

Als je te veel eet, word je dik.

- Çok fazla yersen şişmanlarsın.
- Çok fazla yersen, şişmanlarsın.
- Çok fazla yemek yersen şişmanlarsın.
- Çok yersen şişmanlarsın.

- Ik word snel verkouden.
- Ik ben vaak verkouden.

Kolayca soğuk algınlığına yakalanırım.

Alstublieft word niet kwaad als ik kritiek heb.

Rica ederim eğer seni eleştirirsem bana kızma.

...op de lijst en word ik niet betaald.

bir çalışan arar ve ben de ödeme alamam.

Ik word niet graag op die manier behandeld.

Böyle davranılmak hoşuma gitmiyor.

Als je je teveel zorgen maakt, word je kaal.

Çok endişelenirsen kel olacaksın.

In dat theater word je niet verondersteld te drinken.

Bu tiyatroda alkol içmememiz gerekiyor.

's Morgens word ik altijd rond zeven uur wakker.

Sabahları her zaman yedi civarında uyanırım.

En word je bewust van het gevoel van je adem

ve burnunuzun ucundan

Ik word niet wakker zelfs al gaat het alarm af.

Alarm çalsa bile uyanmam.

Hij fluit de hele tijd. Ik word er gek van.

O her zaman ıslık çalıyor. Bu beni deli ediyor.

- Ik word dikker.
- Ik kom bij.
- Mijn gewicht neemt toe.

Ben kilo alıyorum.

- Als ik nog verder naar Mary's gewawwel moet luisteren word ik boos.
- Als ik nog langer naar Maria's geklets moet luisteren, word ik gek.

- Mary'nin zırvasını daha fazla dinlemek zorunda kalırsam, deliririm.
- Mary'nin zırvalarını daha fazla dinlemek zorunda kalırsam, deliririm.
- Mary'nin zırvalıklarını daha fazla dinlersem delireceğim.

- Meestal word ik laat wakker.
- Ik kom gewoonlijk laat uit bed.

Ben genellikle geç kalkarım.

Als ik nog één zin over tennis hoor, word ik gek.

Tenis hakkında bir cümle daha duyarsam, çıldıracağım.

word je in een onmogelijke te-nemen-of-te-laten positie geplaatst.

ister kabul et, ister etme gibi imkânsız bir duruma sokulursunuz.

Word nu wakker, gezelschap van vrienden, jullie allemaal beste van Adils mensen.

Uyan şimdi uyan, arkadaş arkadaşlarıyla, Adil'in insanlarının en iyileri.

- Dat lawaai werkt op mijn zenuwen.
- Ik word gek van dit geluid.

Bu gürültü beni deli ediyor.

Ik word het moe om overal waar ik ga kerstmuziek te horen.

Gittiğim her yerde Noel müziklerini duymaktan bıkıyorum.

- Het maakt me zenuwachtig.
- Het maakt me nerveus.
- Ik word er nerveus van.

O beni sinirlendiriyor.

Ik word altijd een beetje zenuwachtig als ik mijn hand in een gat steek.

Elimi bir deliğe sokarken her zaman biraz gerilirim.