Translation of "يتوقف" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "يتوقف" in a sentence and their turkish translations:

حسنًا ، هل يتوقف ترامب على الإطلاق؟ بالطبع لا يتوقف

peki, Trump hiç durur mu? tabi ki de durmuyor

‫ولم يتوقف الأمر هناك.‬

Ve bununla da kalmadı.

‫يتوقف قلبه عن النبض.‬

Kalbi atmayı bırakıyor.

لم يتوقف عن الضحك.

O gülmeyi durduramadı.

سوف يتوقف المطر قريبا

Çok geçmeden yağmur duracak.

لنذهب فور ما يتوقف المطر.

Yağmur durur durmaz gidelim.

كم منا يتوقف بعد أول محنة؟

Kaçımız ilk ufak zorluktan sonra pes ediyoruz?

متى يتوقف الكوكب عن كونه كوكبًا؟

Ne zaman bir gezegendi ve ne zaman olmayı bıraktı?

لنلعب كرة القاعدة حين يتوقف المطر.

Yağmur durduğunda beyzbol oynayalım.

انتظر حتى يتوقف المطر عن الهطول.

Yağmur duruncaya kadar bekle.

‫كيفية المضي قدماً من هنا يتوقف عليكم.‬

Buradan nereye gideceğimiz size bağlı.

- يعتمد ذلك على السياق.
- ذلك يتوقف على السياق.

- Bu, bağlama bağlıdır.
- O, içeriğe bağlıdır.

لكنه لن يتوقف عند هذا الحد، بل سيزداد سوءًا.

Ancak bununla bitmeyecek, daha kötüye gitmeye devam edecek.

يتوقف الماء المتجه إلى الجانب الآخر بعد مكان ما

diğer tarafa doğru giden su bir yerden sonra durup

آمل أن يتوقف توم عن ركن سيارته أمام منزلي.

Keşke Tom arabasını evimin önüne park etmeyi bıraksa.

وهل يتوقف الأمر على كيفية تفاعل برنامج ويندوز مع مزاجك؟

Pencere yazılımının o anki ruh hâlinizle etkileşimi bunu etkiliyor mu?

‫ثمة الكثير من المساعدين نهارًا،‬ ‫لكن العمل لا يتوقف ليلًا.‬

Gündüzleri bolca yardım alıyorlar ama çalışmalar gece de devam ediyor.

هل يمر الوقت؟ أو يتوقف الزمن ، هل نتقدم في الوقت المناسب؟

Zaman akıp gider mi? Yoksa zaman duruyor biz mi zamanda ilerliyoruz?

و تمنيت على أقل تقدير ، أن لا يتوقف هؤلاء عن كونهم أصدقائي

En azından, o gece onlara kendimden bahsettikten sonra

‫في هذه الحالة اختر "إعادة الحلقة"‬ ‫تذكر أن الأمر يتوقف عليك بالكامل‬

Öyleyse "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin. Unutmayın, bu tamamen size bağlı.

- طلبت من توم ألّا يلاحقنا أكثر.
- طلبت من توم أن يتوقف عن ملاحقتنا.

Tom'un bizi izlemeyi bırakmasını istedim.