Translation of "الأخبار" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "الأخبار" in a sentence and their turkish translations:

الأخبار المستضافة

haber sunuculuğu yaptı

أسمعت الأخبار؟

- Haberi duydunuz mu?
- Haberi duydun mu?

وإليكُم الأخبار السارّة:

İyi haber ise şu:

بعض الأخبار الجيدة،

Size iyi bir haber vereyim,

وإليكم هنا الأخبار الجيدة:

Ama iyi haberler şu ki:

التي دمرتها الأخبار الزائفة.

çünkü yalan haber onu yok ediyor.

نتشارك الأخبار في ميدان البلدة،

şehir merkezinde haberleri birlikte öğrendik

سببت الأخبار الكثير من الارتباك.

Haber büyük karışıklık yarattı.

سوف أشاهد الأخبار على التليفزيون.

Ben şimdi televizyondaki haberleri izleyeceğim.

عندما سَمِعَ الأخبار, تحولَ شاحباً.

Haberi duyduğunda solgunlaştı.

هل سمعت الأخبار على المذياع؟

Radyodaki haberi dinledin mi?

إذا شعرت بالانفعال أثناء قراءة الأخبار،

Haberleri izlediğinizde sinirleniyorsanız

مقدم الأخبار ياهو هذا الرجل ياهو

yahu haber sunucusu bu adam yahu

بدأت وسائل الإعلام تنمو في الأخبار

medya da haberler türemeye başladı

ثم يقولون عني في الأخبار المعلم المضحي.

Sonra ana haberde fedakâr öğretmen diyorlar bana.

كانوا الأسوأ في التعلم من الأخبار السلبية

kötü haberden öğrenmede en kötüleriydi

هذا يعني أنني لا أتلقى الأخبار الجيدة.

Ki bu da iyi haberlerin bana uğramadığı anlamına geliyor.

يشاهد العديد من الناس الأخبار كل صباح

İnsanların pek çoğu sabah haberlerini

وصلت "توباماروس" مجدّداً إلى عناوين الأخبار العالمية.

Tupamaro'lar bir kez daha uluslararası basında manşet oldu.

الأخبار الجيدة أن مبادئ العدالة الإجرائية سهلة

İyi haber şu ki usul adaletinin ilkeleri kolay

تقوم خوادم الأخبار بعمل برامج مع الموجهات

haber sunucuları prompter ile program yaparlar

دعنا نأتي إلى الأخبار في هذه الوسائط

gelelim bu medyadaki haberlere

انتظر الموظفون في Mission Control الأخبار بقلق.

Mission Control personeli endişeyle haberleri bekledi.

هذا هو السبب أن أُشارك هذه الأخبار.

Bu nedenle bu haberi paylaşıyorum.

الأخبار الزائفة لا تؤثر سلباً على الصحافة فحسب.

Yalan haber sadece gazetecilik için kötü değil.

إنه السبيل الوحيد لإنهاء ثقافة الأخبار الزائفة هذه.

Bu yalan haber kültürünü durdurmanın tek yolu.

لا تبلغ الحكومة عن انقطاع التيار الكهربائي في الأخبار.

Hükümet, kesinti raporlarını haber yapmadı.

ولكن سرعان ما وصلت الأخبار التي حولت الوضع على رأسه.

Ama kısa süre sonra durumu değiştiren haberler geldi kafasına.

وقمت بإرسالها إلى محطة الأخبار تلك، على أمل أن يعطوني فرصة.

Ve bana bir şans vermeleri umuduyla haber kanalına gönderdim.