Translation of "لعب" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "لعب" in a sentence and their turkish translations:

لعب التنس البارحة.

O, dün tenis oynadı.

لعب دورا هاما.

O önemli bir rol oynadı.

تحب لوسي لعب التنس.

- Lucy tenis oynamayı seviyor.
- Lucy tenis oynamayı sever.

أحب لعب التنس والغولف.

Tenis ve golf oynamaktan hoşlanırım.

لعب التنس أمر ممتع.

- Tenis oynamak eğlenceli.
- Tenis oynamak eğlencelidir.

متى بدأت لعب الجولف؟

Ne zaman golf oynamaya başladın?

أحب لعب كرة القاعدة.

Beyzbol oynamayı severim.

توم يحب لعب الشطرنج

- Tom satranç oynamayı sever.
- Tom satranç oynamayı seviyor.

هل تحب لعب الكرة الطائرة؟

Voleybol oynamaktan hoşlanır mısın?

توم لا يمكنه لعب التنس.

Tom tenis oynayamaz.

إن لعب كرة المضرب ممتع.

Tenis oynamak çok eğlencelidir.

اتريد لعب الغولف أم لا؟

Golf oynamak ister misin yoksa istemez misin?

كان توم يحب لعب الشطرنج

Tom satranç oynamayı seviyordu.

هناك ساحة لعب في حيّنا.

- Mahallemizde bir oyun alanı var.
- Mahallemizde bir çocuk parkı var.

إذا كان الفريق قد اكتمل ، فسيتم لعب مباراة لمدة 9 أشهر بدون لعب.

eğer kadro tamsa 9 aylık oynanmaz maç yapılırdı.

هل أنت ماهر في لعب التنس؟

- Teniste iyi misin?
- İyi tenis oynar mısın?

- أحب كرة المضرب.
- أحب لعب التنس.

Tenise bayılırım.

لمعرفة ماذا جلبت لهم لعب ألعاب الفيديو

video oyunlarının kendilerine kattıklarına ve bir topluluk olmaya dair

لعب دوراً فيه، وأنا لعبت دوراً آخر.

onun bir rolü vardı, benim başka bir rolüm vardı.

لعب كمال سنال في الواقع هنا بالضبط

Kemal Sunal aslında burada tam olarak kendisini oynadı

الآن هذه المرة لعب سائق الحافلة الصغيرة

artık bu sefer minibüs şöförünü oynuyor

لعب دور رجل غريب في الفيلم المسكين

yoksul filminde gariban bir adamı oynadı

لقد لعبت أيضا. لعب الرجال أيضا بسبب

benimde oynamışlığım vardı. Erkekler de oynardı çünkü

لعب طبقات اقتصادية اجتماعية مختلفة واحدة تلو الأخرى

farklı sosyal ekonomik sınıflarını teker teker oynuyordu

الرجل الذي لعب كل شيء ولكن كل شيء

her şeyi ama her şeyi oynamış adam

شئ واحد؛ لا يمكن لعب الألعاب في الشارع

bir de şey; sokakta oyun oynayamaz

- أتعرف كيف تلعب الشطرنج؟
- أتعرف طريقة لعب الشطرنج؟

- Satranç oynamayı biliyor musun?
- Satrancı nasıl oynayacağını biliyor musun?
- Satrancın nasıl oynandığını biliyor musun?

- هل تحب كرة المضرب؟
- هل تحب لعب التنس؟

Tenisi seviyor musun?

لعب Gutties ، لاحظ لاعبي الغولف أن كراتهم القديمة ،

Gutties oynarken, golfçüler eski toplarının,

وأخيرًا، أخيرًا، أخيرًا يستطيعون لعب دور الموجه داخل تاكسي.

takside patronculuk oynayabilecek insanların ilgisini çekti.

لعب بايزيد بطاقته الرابحة، مرسلا الفرسان الصربيين إلى الأمام!

Beyazid, elindeki kozu oynadı ve Sırp şövalyelerini öne gönderdi!

لعب Davout دورًا رئيسيًا في الهجوم المضاد الذي أعقب ذلك ،

Davout , 'Dört Gün Harekatı' olarak bilinen ve Avusturya güçlerini Eggmühl'e sıkıştıran

هؤلاء الأشخاص لا يمكنهم لعب البلياردو لأن الروبوتات ليس لها ذراعان،

Bu adamlar bilardo oynayamaz çünkü robotların kolu yok

ولكن كان لدينا موقف غير طبيعي أثناء لعب الألعاب على الكمبيوتر

ama bilgisayarda oyun oynarken anormal bir tavrımız vardı

و لكن ارتداء أقنعة الوجه بشكل صحيح يمكنه لعب دور أيضاً:

Fakat yüz maskelerinin doğru takılması da bunda bir rol oynayabilir.

- كل أصدقائي يحبون لعب كرة القدم.
- جميع أصحابي يحبون كرة القدم.

Arkadaşlarımın hepsi futbolu severler.

لعب برتييه دورًا حاسمًا في التخطيط لبعثة نابليون الاستكشافية المصرية عام 1798 ،

Berthier, Napolyon'un 1798'deki Mısır seferini planlamada çok önemli bir rol oynadı

لعب دورًا بارزًا في الحملة ، حيث ساعد في قمع الثورة في القاهرة ...

Kampanyada önemli bir rol oynadı, Kahire'deki isyanı bastırmaya yardım etti ...

في العام التالي في Eylau ، لعب فريق Davout دورًا محوريًا مرة أخرى ، في

Ertesi yıl, Eylau'da, Davout'un birliği , Rus kanadını döndürmeye çalışırken

في العام التالي ، لعب فيلق سولت دورًا مهمًا في معركة جينا ، وفي مطاردة

Sonraki yıl, Soult'un birlikleri Jena Savaşı'nda ve onu takip

ولكن بعد هزيمته في واترلو ، التي لعب فيها سوء إدارة فريق العمل دورًا مهمًا ،

Ancak kötü yönetilen personel çalışmasının önemli bir rol oynadığı Waterloo'daki yenilgisinin ardından

بعد خمسة أيام فقط ، لعب قسمه دورًا رئيسيًا في انتصار نابليون العظيم على مارينغو.

Sadece beş gün sonra, bölümü Napolyon'un Marengo'daki büyük zaferinde önemli bir rol oynadı.

في عام 1800 ، لعب ناي وفرقته دورًا رئيسيًا في انتصار الجنرال مورو العظيم على

. 1800 yılında Ney ve bölümü General Moreau'nun

يمكنك في الواقع استخدام كلمات مبتذلة مثل Ragnar في حفرة الثعبان ... يمكنك لعب حيل قذرة

Yılan çukurunda aslında Ragnar gibi kaba sözcükler kullanabilirsin… bağlılık sözü ile Vöggr gibi