Examples of using "قادرين" in a sentence and their turkish translations:
Üretim yapamaz hale gelecekler
Eğer bunu yapabiliyorsanız,
bu durumu görebileceğiz
ve her şeyi bilemeyeceğiz
Basmakalıp inanışları değiştirebilmeliyiz.
pek çok Orta Amerika yerlisi görüyorum
bir grup insan ağır çalışma şartlarına dayanamayarak
Yorgun, düşman piyade zar zor kavga etti ve çabucak bunaldılar.
... düşmanın yerini tespit edip yolunu kesip kesemeyeceği de kesin değildi.