Examples of using "غالبًا" in a sentence and their turkish translations:
genellikle aynı özellikleri paylaştılar,
Sıkça yanlış şeylere takılır.
Dışarıda olduğumda
hastaneler genelde bizi daha hasta yapıyor.
Sık sık 'Son Viking' olarak adlandırılır.
Tom neredeyse her şeyi kendisi yapmayı seviyor.
hep en yüksek notları alan biri gibi görünüyordu.
Çoğu kez, acılarını dindirebileceğimizi düşünerek
Sanatçının sıkıntı çeken bir sanatçı olması beklentisindeyiz.
Sık sık yuvasının olduğu yere gidiyorum.
hastalıklarla mücadele eden insanlar çoğu zaman bu hastalıklara
Genelde bu büyük maymunlar yapraklardan oluşan yuvalarında uyur.
çoğunlukla, kendi farklı yollarıyla
Yılın bu zamanında genelde çam iğnesiyle beslenirler.
O sık sık hızlı hamleler yaparak ve ordusunu cephe boyunca dizerek düşman tarafının komutanlarını savunmasız halde yakalıyordu.
Kampanya sırasında Berthier ve İmparator sık sık imparatorluk koçunda durmaksızın çalışarak birlikte seyahat
Bu zihinsel hastalığa sahip kişiler, kaygı bozukluğu, yeme bozukluğu
Bence bu aile hafızasına dayanıyor ve okuyamayan ve yazamayan insanların çoğu zaman
"Balıklarla oyun oynuyor." diye düşünmeden edemedim. Oyun oynama, sosyal hayvanlarda sıkça görülür.