Translation of "ضرب" in Turkish

0.031 sec.

Examples of using "ضرب" in a sentence and their turkish translations:

ضرب بالآلاف

bin ile çarpın

- توقف عن ضرب أخوك.
- توقف عن ضرب أخيك.
- توقفي عن ضرب أخيكِ.

Erkek kardeşine vurmayı bırak.

- توقف عن ضرب أختك.
- توقفي عن ضرب أُختك.

Kız kardeşine vurmayı bırak.

ضرب نظامنا التعليمي

eğitim sistemimize ket vurulması

ضرب صدره، وبعدها غادر.

göğsüne vuruyor ve sahneden çıkıyor.

توقف عن ضرب القِطة!

Kediye vurmaktan vazgeç!

ضرب ليلى في وجهها.

O, Mary'nin yüzüne vurdu.

ضرب سامي ليلى بقبضتيه.

Sami iki yumrukla Layla'yı dövdü.

عن المسار لتجنب ضرب الأرض.

tabi ki dünya'yı vurmamak için rota dışına doğru.

ضرب فاضل دانية مرّة أخرى.

- Fadıl yine Dania'yı yendi.
- Fadıl yine Dania'yı dövdü.

والحصول على ضرب من قبل "إخراج" ،

ve 'ejecta' tarafından vurulmak,

"احتمالات ضرب جسم قريب من الأرض

'Dünya'ya yakın bir cismin çarpma ihtimali

قبل عام 2000 ، ضرب جميع اللاعبين تقريبًا كرات الجرح.

2000'den önce, neredeyse tüm oyuncular yara toplarına çarptı.

وفي الوقت نفسه، على سواحل صقلية، ضرب القرطاجيين الضربة الأولى.

Bu sırada, Sicilya sahili açıklarında, Kartacalılar ilk hamleyi yaptılar.

لكن الكويكبات لا تحتاج إلى ضرب الأرض للتسبب في أضرار.

Fakat asteroitlerin zarar vermek için Dünya'yı vurmaları gerekmez.

قد تحولت إلى ضرب كرات متعددة الطبقات الصلبة مثل Pro V1.

Pro V1 gibi çok katmanlı toplara vurmaya başladı.

عندما كان على وشك ضرب العالم ، أخذ الجسم الغريب استراحة و ضحى بنفسه

dünyaya çarpmak üzereyken bir UFO ara girerek kendini feda etti

- لم يضرب سامي ليلى قط.ّ.
- لم يسبق لسامي و أن ضرب ليلى قطّ.

Sami, Leyla'yı asla dövmedi.

ضرب الكرة بعيدًا يعني أن لاعبي الغولف يمكنهم تحريك الكرة فوق العقبات المصممة لجعل اللعبة صعبة.

Topa çok fazla vurmak, golfçülerin oyunu zorlaştırmak için tasarlanmış engellerin üzerinden topu uçurabileceği anlamına gelir.