Examples of using "عنيف" in a sentence and their turkish translations:
Tom çok saldırgan oldu.
yaptıkları ilk şeylerden birisi
Uyuşturucu ticareti destekçisi ve şiddet dolu.
Şafaktan önce köyde şiddetli bir çarpışma yaşandı.
Ama sonunda, çok şiddetli bir darbe değildi.
alçaltıcı, kendine zarar veren, şiddet yanlısı olduğunu söylüyor.
Ağır bombardıman, yağmur ve kırık sulama kanallar savaş alanını bir denize dönüştürür
Ağır dövüş patlak verirken Napolyon hala sadece düşman korumasıyla yüzleştiğine inanıyordu.