Translation of "رغبة" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "رغبة" in a sentence and their turkish translations:

لا يوجد عندي رغبة ليعيش اسمي بعدي.

Benden sonra ismimin yaşaması fikri hiç ilgimi çekmiyor.

تحوّل حبّ ليلى إلى رغبة في الانتقام.

Leyla'nın sevgisi intikama dönüştü.

لأنه لم يكن لدي أي رغبة في التحسن.

çünkü iyileşmekle ilgilenmiyordum.

ربما يكون لدي رغبة من أجل فعل هذا .

Bunu yapmak için istekli olabilirim.

كانت رغبة ستيف جوبز في صنع جهاز كمبيوتر شخصي

Steve Jobs'ın isteği kişisel bir bilgisayar yapmaktı

على الرغم من رغبة الصناعات في بقائكم محصورين بهذين الشيئين.

siz bundan çok daha fazlasısınız.

وهذا ما يفسر رغبة الرجال في الزواج من امرأة شبيهة بوالدتهم.

Bu yüzden erkekler gerçekten sadece anneleri gibi kadınlarla evlenmek ister.

سراتسيمير البلغاري، الذي لم تكن لديه رغبة في القتال من أجل الأتراك،

Bulgar imparatoru Sratsimir Türklerle savaşmak istemediği için güçlü Vidi şehrini savaşmadan teslim etti.

- أنا، و بكل بساطة، لا أرغب في الخروج الليلة.
- كل ما في الأمر أني لا أريد الخروج الليلة.
- ليس لدي رغبة في الخروج الليلة فحسب.

Bu gece canım dışarı çıkmak istemiyor.