Translation of "عندي" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "عندي" in a sentence and their turkish translations:

- عندي بيت.
- عندي منزل.

- Benim bir evim var.
- Bir evim var.

عندي مشكلة.

Bir sorunum var.

عندي كتاب.

Benim bir kitabım var.

عندي فكرة.

Bir fikrim var.

عندي عائلة.

- Benim bir ailem var.
- Benim ailem var.
- Ailem var.

عندي قطان.

İki kedim var.

عندي سؤال.

Bir sorum var.

عندي فيل.

Bir filim var.

عندي أسئلة.

Sorularım var.

عندي ابنان.

İki tane oğlum var.

عندي أخوة.

Erkek kardeşlerim var.

عندي سيارتان.

İki arabam var.

ليس عندي موضوع،

- Benim malzemem yok,

عندي ثمانية إخوة.

Sekiz tane erkek kardeşim var.

ما عندي فكة

Bozuk param yok.

عندي تذكرة زائدة.

Benim fazladan bir biletim var.

دفتر يومياتك عندي.

Senin günlüğün bende.

عندي بطن الجعة.

Bira göbeğim var.

- ليس لدي وقت.
- ليس عندي وقت.
- ما عندي وقت.

Zamanım yok.

- ليس عندي وظيفة اليوم.
- ليس عندي وظيفة مدرسية اليوم.

Bugün ev ödevim yok.

قلت لأمي عندي خياران:

anne dedim böyle böyle, iki seçenek var:

وكانت عندي الأفكار السيئة

kötü düşüncelerim olduğunu

- لدي قلم.
- عندي قلم.

Ben bir dolma kaleme sahibim.

كان توم يعمل عندي.

Tom benim için çalışıyordu.

عندي اختبار في الغد.

Yarın bir sınavım var.

عندي واجب رياضيات اليوم.

Bugün matematik ödevim var.

- لدي سؤال.
- عندي سؤال.

Bir sorum var.

عندي عمل آخر الآن.

Şimdi başka bir işim var.

عندي معرفة بهذا الجوار.

Ben bu çevreyi bilirim.

بقي عندي بعض الوقت.

Biraz zamanım kaldı.

- أنا قط، وليس عندي اسم بعد.
- أنا قطة، وليس عندي اسم بعد.

Ben bir kediyim. Henüz bir adım yok.

- ليس لدي وقت.
- ليس عندي وقت.
- ما عندي وقت.
- ليس لديّ وقت.

Zamanım yok.

كما كان عندي هواية الغناء.

Öte yandan bir hobim vardı: Şarkı söylemek.

عندي الكثير من هذه القصص.

Bende bu hikâyelerden çok var.

معدلات الدم عندي عادت طبيعية،

kan sayımlarım normale dönmüştü

يا ليتني عندي أصدقاء كثر.

Keşke daha fazla arkadaşım olsa.

ليس عندي إلا عشرة كتب.

On kitap dışında hiçbir şeyim yok.

اسمع لما عندي ان اقول.

Söylemek zorunda olduğum şeyi dinle.

- أنا لدي صديق.
- عندي صديق.

Bir arkadaşım var.

هذا كل ما عندي. خذه.

Sahip olduğum her şey bu. Al onu.

فقط لا يوجد عندي وقت

Sadece vaktim yok.

- أملك كلباً وقطة.
- عندي قط وكلب.

Benim bir kedim ve bir köpeğim var.

أيها الطبيب، عندي مشاكل في الذاكرة.

Doktor, hafıza sorunlarım var.

ليس عندي شيء أن أقوله لتوم.

Tom'a söyleyecek bir şeyim yok.

- لدي ابنا عم.
- عندي ابنا خالة.

İki kuzenim var.

ليس عندي حساب في هذه المنتديات.

Bu forumlarda bir hesabım yok.

من المحتمل أن تكون عندي قرحة.

Muhtemelen bir ülserim var.

عندي تفّاحات صغيرة جدّا في جيبي.

Cebimde çok küçük elmalar.

اعتقدت أنه كان سيكون عندي إيثار كبير،

Çok fedakâr olduğumu düşünürdüm

لا يوجد عندي رغبة ليعيش اسمي بعدي.

Benden sonra ismimin yaşaması fikri hiç ilgimi çekmiyor.

أعطيته كل ما كان عندي من المال.

Sahip olduğum tüm parayı ona verdim.

كم لك عندي؟ - أربعة يورو لو سمحت.

Size ne kadar borcum var- Dört euro lütfen.

ليس عندي الوقت لأساعدك في حل واجبك

Ev ödevine yardımcı olmak için zamanım yok.

لو كان عندي سيارة لذهبت إلى المكتبة.

Oraya gitmek için bir arabam olsa kütüphaneye giderim.

عندها نفس عدد الكتب مثل الذي عندي.

O, benim kadar çok kitaba sahip.

فقد تحول الأمر عندي من الفضول إلى الهوس

Araştırmalarım sayesinde

- لدي منها رسالة لك.
- عندي منها رسالة لك.

Sizin için ondan bir mesajım var.

- لدي مغص.
- معدتى تؤلمني.
- عندي ألم في المعدة.

Karnım ağrıyor.

ولكن عندي قدرة خارقة لفهم كل ما يتعلق بالعِلم

bilimle ilgili her şeyi anlamaya yönelik esrarengiz bir yeteneğim var,

عادة، ليس عندي وقت كاف لتناول وجبة غداء كبيرة

Genellikle büyük bir öğle yemeği yemek için zamanım yok.

- لا أمانع في البقاء.
- لا مانع عندي من البقاء.

Kalmaya itirazım yok.

- ليس عندي وقت لأنجز واجباتي.
- ليس لدي وقت لأنهي فروضي.

Ev ödevimi yapacak zamanım yok.

تساءلتُ دائمًا عمّا سيكون الأمر عليه لو كان عندي إخوة.

Ben her zaman kardeşlere sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu hep merak ettim.

مع أني كنت متعبا إلا أني قدمت أفضل ما عندي.

Yorgun olmama rağmen elimden geleni yaptım.

- لدي سؤال أريد سؤالك عنه.
- عندي سؤال علي سؤالك عنه.

Sana sormam gereken bir sorum var.

"مفكرة الموت" هو واحد من أفضل عشرة مسلسلات تلفزيونية عندي.

"Ölüm Defteri" benim en çok sevdiğim on televizyon dizisinden biridir.

عندي مفاجأة لفاضل بمناسبة نهاية الأسبوع الّتي تزامنت مع عيد الشّكر.

Bu Şükran Günü hafta sonu, Fadıl için bir sürprizim var.

كنتُ لأحب كتابة مئات الجمل في تتويبا، لكن، عندي أشياء عليّ عملها.

Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.

قال ديما: "لكن الثلاثة ملايين هي كل ما عندي، لا أكثر، ولا أقل".

"Fakat bütün sahip olduğum üç milyon" dedi Dima. "Ne daha çok ne daha az."

- "أعندك قلم؟" "نعم، عندي واحد."
- ألديك قلم ؟ أجل لدي واحد.
- أتملك قلم ؟ أجل، واحد فقط

"Dolma kalemin var mı?" "Evet, bir tane var."