Translation of "حيلة" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "حيلة" in a sentence and their turkish translations:

‫هناك حيلة يمكن أن تساعدك.‬

İşte size yardımcı olacak bir numara.

لقد رأيت أنها حيلة سياسية.

Siyasi bir gösteri gördüm.

وفي الختام، أظن أن هناك حيلة:

Sonuçta, bence işin sırrı şu:

لكن بيبرس وقطز أدركا حيلة التراجع

Ama Baybars ve Qutuz sahte geri çekilme hilesini anlamışlardı.

بعد شهرين تقريبًا، رأيت حيلة سياسية أخرى.

Neredeyse iki ay kadar sonra, bir başka siyasi gösteri daha gördüm.

- ليس هناك ما يمكنني فعله.
- ليس باليد حيلة.

Yapabileceğim bir şey yok.

‫المياه هنا هي الحياة.‬ ‫هناك حيلة واحدة يمكنها مساعدتك،‬

Burada su hayat demektir. Yardımcı olabilecek bir numara var

بدا القتال غير حاسم، لكن هاته كانت حيلة أخرى من قبل حنبعل

Bir süreliğine savaşın gidişatı belirsiz gözükse de bu Hannibal'ın bir diğer tuzağıydı.