Translation of "الدراسة" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "الدراسة" in a sentence and their turkish translations:

وبدأت الدراسة بالجامعة.

Üniversitede okumaya başladım.

تعبتُ من الدراسة.

- Ben eğitimden yoruldum.
- Okumaktan bıktım.

- مصروفات الدراسة بكليتي غالية جداً.
- الدراسة بكليتي مكلفة جدًا.

Üniversite öğrenimim çok pahalı.

ستبدأ الدراسة بعد غد.

Okul ertesi gün başlar.

طلبتي يواظبون على الدراسة.

Öğrencilerim her zaman ders çalışırlar.

أود الدراسة في باريس.

Paris'te öğretim yapmak istiyorum.

الدراسة هي الوسيلة الوحيدة للسعادة.

Eğitim mutlu olmalarının tek yolu.

وهذه الدراسة بدأت بشرح الكيفية.

Bu araştırma, bunun nasıl olduğunu açıklıyor.

لماذا تريد الدراسة في الخارج؟

- Neden yurtdışında okumak istiyorsun?
- Neden yurtdışında okumak istiyorsunuz?
- Neden yurtdışında öğrenim görmek istiyorsunuz?

هو لا يريد الدراسة اليوم.

O bugün ders çalışmak istemiyor.

تعني أن الدراسة أثبتت وجود علاقه

bu çalışmanın beyin sarsıntısı ile titreme arasında

وقد بَيَّنَا أيضًا في هذه الدراسة

Yine bu çalışmada şunu gösterdik ki

الدراسة لم تكن قد نشرت بعد.

Çalışma daha çıkmamıştı bile.

ولكن عندها غيّرت طريقتي في الدراسة.

Sonra çalışma biçimimi değiştirdim.

حاولت الدراسة التحكم في العوامل المربكة،

Bu çalışmada veriler dikkatle seçildi;

تبدأ الدراسة في أوروبا شهر سبتمبر.

Avrupa'da okul Eylül ayında başlar.

[تمكنك الدراسة من الحصول على مستقبل أفضل.]

[Eğitim sizi daha iyi bir gelecek için güçlendirir.]

وأحياناً، يعجز الوالدين عن تحمل مصاريف الدراسة.

Bazen de aileler ücretleri daha fazla karşılayamayacak hâle geliyorlar.

وبدون شك، فإن هذه الدراسة ومثيلاتها هي صغيرة،

Şüphesiz bu ve benzer çalışmalar küçük

في مرحلة ما، كنت مجبرًا على ترك الدراسة.

Fakat bir noktada, üniversiteyi bırakmak zorunda kaldım.

الدراسة هي الوسيلة الوحيدة التي ستبعدهم عن الفقر.

Eğitim fakirlikten çıkmanın tek yolu.

ولكن العلماء الذين يعملون مع هذه الدراسة البريطانية

Ama İngiliz çalışmasıyla çalışmış olan bilim insanları

فهذه الدراسة تنظر إلى الاحتيالات المكتشفة وغير المكتشفة

Bu çalışma istatistiksel yöntemler kullanarak tespit edilmiş ve edilmemiş

ولكن هذه الدراسة البريطانية بينت ملاحظة حقيقية عن التفاؤل

Ama bu araştırmanın ayrıca iyimser yönleri de var:

البريطانيون باتجاهٍ اخر. فبعد سنواتٍ من الدراسة تخرجت بشهادة

. Yıllarca çalıştıktan sonra Bilgisayar Bilimleri alanında BA

أحاول الابقاء على الأطفال بالمدرسة لأني أبين لهم قيمة الدراسة.

Bu çocukları, eğitimin değerini anlatarak okulda tutuyordum.

هذه الدراسة البريطانية، لها في الحقيقة قصة مجنونة نوعاً ما.

Bu İngiliz araştırması, aslında çılgın bir hikaye.

- لنلعب كرة المضرب بعد المدرسة.
- لنلعب التنس بعد انتهاء الدراسة.

Okuldan sonra tenis oynayalım.

أدرك توم بأنه لا يستطيع الدراسة إن كان التلفاز يعمل.

Tom televizyon açıkken çalışamayacağını anladı.

وعلى الأرجح فقد كان نفس الشيء خلال الدراسة تحت الضغط أيضًا.

Stresli çalışma anlarında muhtemelen oradaydı.

الآن، هذه الدراسة التي حدثت في وقت الحرب اتضح انها ناجحة

Savaş zamanı bu araştırma o kadar başarılı oldu ki

لم يتمكن من الدراسة في الجامعة بسبب هذه الفترة غير الشرعية

Bu gayrimeşruluk döneminden kaynaklı üniversitede okuyamadı

‫تُركّز جهوده على الدراسة،‬ ‫منع الصراع وتعقب القطط الهائمة‬ ‫في المساحات البشرية.‬

Eğitim, saldırıların önlenmesi ve insanların yaşadığı alanlarda dolaşan kedilerin takibi üzerine çalışıyor.

لم تخضع هذه الدراسة للمراجعة العلمية، ولكنها متسقة مع كل الأمور الأخرى التي نعرفها،

Bu çalışma akran denetiminden geçmemiş olsa da bildiğimiz diğer her şeyle tutarlı: