Examples of using "تضرب" in a sentence and their turkish translations:
- Depremler sık sık Japonya'yı vurur.
- Depremler sıklıkla Japonya'yı vurur.
Kafaya vuruyorsunuz, puanları alıyorsunuz.
Avına yandan darbe vurur falan anlatıyorum.
Tüm bu çalışmalarla, güneşin kavurucu ışınları çöle dökülen
Ve ona ulaşmak için, tee köşesinde bir dizi atış vurmak zorunda.