Examples of using "الخلط" in a sentence and their turkish translations:
söylemleri ortalığı karıştırdı
arkasından şaşkın damat ve hanzo geldi
Kültür karmaşası bizim düşmanımız olmuştur
Fakat o Meryem İsa'nın annesi olan Meryem değil karıştırmayalım dikkat edelim
bir keresinde kadın bir gazeteciye şişman domuz dediği için ortalık karıştı
Ve yine burada telefonla konuşan bir kadın yine kafaları karıştırıyor