Translation of "الباردة" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "الباردة" in a sentence and their turkish translations:

الحقيقة الباردة والصعبة هي،

Soğuk ve acı gerçek şu ki:

‫وسيبعدني هذا‬ ‫عن الأرضية الباردة.‬

ve bu beni soğuk zeminden koruyacaktır.

الأشياء الباردة التي كنت تتدحرج عليها،

üzerinde yuvarlandığın serin şeyde,

الحدث الأول كان انتهاء الحرب الباردة

İlk olay, Soğuk Savaş'ın sonuydu.

‫النبأ السار هو أننا عدنا‬ ‫لمسار السلسلة الباردة،‬

İyi haber şu ki soğuk zincir güzergâhına yeniden girdik

في ذروة الحرب الباردة بين الولايات المتحدة والاتحاد السوفيتي ،

Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaşın zirvesinde, Kozmonot

من العسير علي أن أصحو باكراً في الايام الباردة .

Soğuk sabahlarda erken kalkmayı zor bulurum.

‫انظر، هذا الحبل هو بالتأكيد‬ ‫جزء من مسار السلسلة الباردة.‬

Bakın, bu halat soğuk zincir güzergâhının bir parçası olmalı.

وهي مجموعة من الجزر الصغيرة في الأعماق الباردة لبحر (بيرنغ)

Bu, ABD ve Rusya arasındaki soğuk Bering Denizi derinlerinde

‫تكاتفها معًا يوفر لها حرارة كافية‬ ‫للنجاة في درجات الحرارة الباردة.‬

Toplaşarak, dondurucu soğuklardan sağ çıkacak ısıyı koruyabiliyorlar.

من الأفضل أن ترتدي قبعة على رأسك خلال أشتية موسكو الباردة.

Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir.

‫اقتربنا من نهاية مسار السلسلة الباردة.‬ ‫وقرية "إمبارا" لا تبعد سوى كيلومترات.‬

Soğuk zincir güzergâhının sonuna yaklaşıyoruz. Embarra Köyü sadece birkaç kilometre uzaklıkta.

‫لكن ليالي الأدغال الباردة تعني‬ ‫أنه يستطيع البقاء نشطًا بعد حلول الظلام.‬

Ama sıcak yağmur ormanı geceleri sayesinde karanlıkta da iş görebiliyor.

‫ما زالت على مسافة اكثر من 16 كم،‬ ‫في الشمال الشرقي من مسار السلسلة الباردة.‬

15 kilometre ileride, soğuk zincir güzergâhının kuzeydoğusunda.