Translation of "الأزمة" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "الأزمة" in a sentence and their turkish translations:

إنها الأزمة!

Bu kriz zamanıdır!

جميع علامات الأزمة القلبية.

kalp yetmezliğinin tüm işaretleri.

لا تعمل الأزمة بهذا الشكل.

Kriz bu şekilde işlemez.

وصل المناخ إلى مستوى الأزمة العالمية.

İklim, küresel bir kriz noktasına ulaştı.

سنتكمن وقتها معًا من تفادي تلك الأزمة.

krizi hep beraber atlatabiliriz.

لا تستطيع الحكومة اليابانية تسيير هذه الأزمة.

Japon hükümeti sorunla başa çıkamaz.

وخلال تلك المدة، حدثت الأزمة الاقتصادية وخسرت وظيفتي.

Bu arada, ekonomik kriz patladı ve işimi kaybettim.

وفرت الأزمة لضباط الجيش والساسة الموالين فرصة للربح

Yani generaller ve siyasi müttefikleri için; kriz, kazançlı bir fırsat ortaya çıkardı

وعرفت في تلك اللحظة، أننا سوف نتجاوز هذه الأزمة.

Ve o an anladım ki bunu aşabilirdik.

حل الأزمة على الجسور - حتى أُجبر الفرنسيون على الانسحاب.

Fransızlar geri çekilmeye zorlanana kadar köprülerdeki krizi çözmeye çalışmakla sınırlıydı .

كانت هناك فرصة ضائعة حقيقية في بعض النواحي بعد الأزمة.

Krizden sonra bazı açılardan gerçek bir fırsat kaçtı.

يقول هذا الرجل: "كنت أعرف هذه الأزمة الاقتصادية وماذا سيحدث".

"Bu ekonomik kriz ortamını ve olacakları biliyordum" diyor bu adam