Translation of "Taşıyor" in Spanish

0.014 sec.

Examples of using "Taşıyor" in a sentence and their spanish translations:

Tencere taşıyor.

La olla está hirviendo.

Ve gitgide taşıyor.

y desbordándose cada vez más.

- İşçi, bir kürekle kum taşıyor.
- İşçi, kürekle kum taşıyor.

El obrero está cargando arena con una pala.

Şehrin ışıkları denize taşıyor...

La luz del pueblo se derrama sobre el mar

Mary bir karpuz taşıyor.

María lleva una sandía.

Bu matara... Ağırlığımı taşıyor gibi.

Este termo... ...parece resistir.

Lisa Stan'a karşı kin taşıyor.

Lisa tiene un resentimiento contra Stan.

Gemi Endonezya'dan ham madde taşıyor.

El barco transporta materia prima de Indonesia.

Bu ağaç tatsız meyveler taşıyor.

Este árbol lleva frutos desagradables.

Tom kolunun altında keman taşıyor.

Tom lleva un violín bajo su brazo.

Grönland'tan su ve buzu okyanusa taşıyor.

encauzan hielo y agua hacia el océano lejos de Groenlandia.

Polen taşımada çok büyük önem taşıyor

el polen es muy importante para transportar

Onu sırtında taşıyor tırtılın sırtından inmiyor

Llevándolo de espaldas, la oruga no se suelta

Bu, onu farklı bir seviyeye taşıyor.

Eso lo lleva a otro nivel.

O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.

Ella lleva una mochila a su espalda.

Tom sol elinde bir şey taşıyor.

Tom tiene algo en la mano izquierda.

Sağ kolunun altında bir paket taşıyor.

Él lleva un paquete debajo del brazo derecho.

Ve "aptalca" sözcüğünü yeni bir sınıra taşıyor.

Otorga al ridículo el peor de los sentidos posibles.

O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor.

Él vive por su cuenta en este solitario lugar.

Beyindeki enerji üretimi için büyük bir önem taşıyor.

es realmente clave para la producción de energía en el cerebro.

Aslında yarasalar muazzam derecede önem taşıyor insanlık için

De hecho, los murciélagos son de tremenda importancia para la humanidad.

Harika şekilde regoliti alıyor, ve yapı inşası için taşıyor.

genial para tomar regolito y llevarlo a la estructura.

Kalp hastalığı, felç ve kanser açısından daha düşük risk taşıyor

enfermedad cardíaca, embolia y cáncer,