Translation of "Madde" in German

0.010 sec.

Examples of using "Madde" in a sentence and their german translations:

Bu madde dinamit.

Das ist Dynamit.

Gizli madde nedir?

Was ist die Geheimzutat?

Bu madde radyoaktif.

Dieses Zeug ist radioaktiv.

Karanlık madde görünmezdir.

Dunkle Materie ist unsichtbar.

Aspirindeki etken madde nedir?

Welchen Wirkstoff hat Aspirin?

Kazananlar uyuşturucu madde kullanmaz.

Gewinner nehmen keine Drogen.

Bu gerçek popüler bir madde.

Das ist ein sehr beliebter Artikel.

Gemi Endonezya'dan ham madde taşıyor.

Das Schiff transportiert Rohstoffe aus Indonesien.

Nötrinolar nadiren madde ile etkileşir.

Neutrinos wechselwirken selten mit Materie.

- Madde üzerinde konuşalım.
- Konu üzerinde konuşalım.

- Lassen Sie uns über die Sache reden.
- Lass uns über die Sache reden.

Bu madde, asite maruz kalmış olmalı.

Die Substanz muss mit Säure behandelt werden.

Tom'un bir madde bağımlılığı hikayesi var.

Tom war schon einmal drogenabhängig.

Japonya ham madde açısından ithalata bağımlıdır.

Japan hängt von der Rohstoffeinfuhr ab.

Onlar onun bagajında uyuşturucu madde buldu.

In seinem Gepäck wurden Drogen gefunden.

Gördüğünüz gibi, madde kaybolur, sadece ruh kalır.

Die Materie, sehen Sie, verschwindet, es bleibt nur der Geist.

- Bu sözlük yaklaşık 40.000 madde başı sözcük içeriyor.
- Bu sözlük yaklaşık 40.000 madde başı sözcük içermektedir.

- Dieses Wörterbuch hat etwa 40.000 Einträge.
- Dieses Wörterbuch enthält etwa vierzigtausend Stichwörter.

Bu tür yosunlarda bir sürü besleyici madde vardır.

Solche Algen haben jede Menge Nährstoffe.

Gök bilimciler, içinde hiç karanlık madde bulunmayan bir galaksi keşfettiler.

Astronomen haben eine Galaxie entdeckt, in der es fast keine dunkle Materie gibt.

İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.

Es ist möglich, dass das Leitungswasser Chlor, Blei, oder ähnliche Schadstoffe enthält.

Tehlikeli bir madde yuttuğun zaman, yapman gereken şey ne yuttuğuna bağlıdır.

Wenn man einen gefährlichen Gegenstand verschluckt hat, kommt es auf den Gegenstand an, welche Gegenmaßnahmen man ergreifen muss.

Çok şükür, galip geldik ve böylece Madde 2'ye bir tanım eklendi.

Erfreulicherweise haben wir uns durchgesetzt und so wurde in den Artikel 2 eine Definition aufgenommen.

- Japonya yurtdışından birçok önemli ham madde ithal eder.
- Japonya yurt dışından çeşitli ham maddeleri ithal eder.

Japan importiert verschiedene Rohstoffe aus dem Ausland.