Translation of "Elektrik" in Spanish

0.011 sec.

Examples of using "Elektrik" in a sentence and their spanish translations:

Elektrik gitti.

Se cortó la luz.

Elektrik kesildi.

Se fue la electricidad.

Elektrik ışığı gitti.

Se fue la luz eléctrica.

Teller elektrik taşır.

Los cables transmiten electricidad.

Elektrik olmadan çalışamayız.

No podemos trabajar sin energía eléctrica.

Ampuller elektrik tüketirler.

Las ampolletas consumen electricidad.

Elektrik çok faydalıdır.

La electricidad es muy útil.

Elektrik düğmesini arıyorum.

Busco el interruptor de la luz.

- Ütü fazlaca elektrik kullanır.
- Ütü çok elektrik harcar.

La plancha consume bastante energía eléctrica.

şehir genelinde elektrik kesintisi,

apagones en toda la ciudad,

Su temini, kanalizasyon, elektrik,

abastecimiento de agua, desagües cloacales, electricidad,

Elektrik yoktu, su yoktu.

No había electricidad, ni tuberías con agua.

Tom bir elektrik mühendisidir.

Tom es ingeniero eléctrico.

Makine çok elektrik üretir.

La máquina genera mucha electricidad.

Bugün elektrik faturasını aldı.

Ella recibió la cuenta de la luz hoy.

Babam bir elektrik mühendisidir.

Mi padre es ingeniero eléctrico.

Elektrik kabloları bakırdan yapılmıştır.

Los cables eléctricos están hechos de cobre.

Elektrik faturasını ödemeyi unuttum.

Se me olvidó pagar la cuenta de luz.

Bu cihaz elektrik üretir.

Este aparato produce electricidad.

Kablolar elektrik enerjisini taşırlar.

Los cables transmiten electricidad.

Elektrik akımı manyetizma oluşturabilir.

- Una corriente eléctrica puede generar magnetismo.
- Una corriente eléctrica es capaz de inducir magnetismo.

Bir elektrik kesintisi vardı.

Se ha ido la luz.

- Elektrik kesintisine ne neden oldu?
- Elektrik kesintisine ne sebep oldu?

¿Qué causó el apagón?

- Elektrik kesintileri bilgisayara hasar verdi.
- Elektrik kesintileri bilgisayara zarar verdi.

La caída de energía eléctrica causó daños a la computadora.

Nehir şehre elektrik enerjisi sağlamaktadır.

El río abastece a la ciudad de energía eléctrica.

Plymouth Üniversitesinde elektrik mühendisliği okuyorum.

Estoy estudiando ingeniería eléctrica en la Universidad de Plymouth.

Elektrik prizine asla parmağınızı sokmayın.

Nunca pongas los dedos en el enchufe.

Elektrik prizinden uçuşan kıvılcımlar var.

La toma de corriente está soltando chispas.

Kedi elektrik süpürgesinden nefret eder.

Los gatos aborrecen las aspiradoras.

Bu klima çok elektrik tüketir.

Este aire acondicionado consume mucha electricidad.

Kablolar elektrik iletmek için kullanılır.

Los cables se usan para trasmitir electricidad.

Edison elektrik ampulünü icat etti.

Edison inventó la lámpara eléctrica.

Elektrik sisteminde bir arıza var.

Hay un fallo en el sistema eléctrico.

Avrupa'nın elektrik fişleri buradakine uymaz.

Las clavijas europeas no valen aquí.

elektrik mühendisliği gibi alanlarda elde edebiliyoruz.

en campos como la ingeniería eléctrica.

elektrik üretmek için doğal gaz kullanan

para usar gas natural en la generación de electricidad

Genellikle doğal gazdan elektrik elde ettiğinizde,

Si se genera electricidad a partir del gas natural,

Elektrik birkaç dakika içerisinde tekrar geldi.

La electricidad volvió luego de unos poco minutos.

Elektrik ve su olmadan hayat olmaz.

No es posible la vida sin electricidad y sin agua.

Fırtına bir elektrik kesintisine neden oldu.

Se cortó la luz gracias a la tormenta.

Şimdi elektrik kesintisi olursa ne olur?

¿Qué pasará si hay un corte de luz ahora?

Thomas Edison, elektrik lambasını icat etti.

Thomas Edison inventó la bombilla.

Elektrik kesintisine bir sincap neden oldu.

El corte de luz fue provocado por una ardilla.

Bir saniye ya bu bildiğimiz elektrik üretimi

un segundo o esta es la producción de electricidad que conocemos

O zaman eski mısırlılar elektrik mi kullanıyorlardı

entonces los antiguos egipcios usaban electricidad

Elektrik enerjisi şirketleri kömür kullanımlarını azaltmaya çalışıyor.

- Las compañías productoras de electricidad están buscando reducir su huella de carbono.
- Las eléctricas intentan reducir su dependencia del carbón.

Zemindeki tozu bir elektrik süpürgesi ile emdi.

Aspiré el polvo del suelo con una aspiradora.

İnsanlar daha öncekinden daha az elektrik tüketiyor.

La gente consume menos electricidad que antes.

Tom tek başına elektrik direğinin yanında durdu.

Tom estaba parado solito junto al poste de luz.

Bu, bütün Finlandiya'nın en büyük elektrik santralı.

Esta es la central eléctrica más grande de toda Finlandia.

Elektrikli arp çalarken, o elektrik çarpmasından öldü.

Se electrocutó mientras tocaba el arpa eléctrica.

Bana, elektrik tüketimimin benim kontrolümde olduğu duygusunu veriyor.

Un sentido de que tenía el control de mi propio consumo.

Ve o yaz tüm elektrik sistemini baştan döşedik.

Durante ese verano, cambiamos todos los cables del sistema eléctrico.

Sadece elektrik üretiminden kaynaklı emisyonların tamamını durdurmakla birlikte

no solo se eliminarían todas las emisiones de la generación de energía,

çünkü basınç altındaki kuartz titreşim verildiğinde elektrik üretir

porque el cuarzo bajo presión genera electricidad cuando vibra

20 millik elektrik kablolarındaki kısa devrelerle mücadele ettiler .

llenaban la nave espacial.

Eski günlerde hiçbir telefon ya da elektrik yokmuş.

Antiguamente, no existían los teléfonos ni la electricidad.

Origen Elektrik Süreci doğal gazı bir yakıt deposuna gönderiyor.

En el proceso Origen Power, se alimenta una celda de combustible con gas natural.

"Şimdi bana gel. Bu kadın az önce elektrik şoku verildi."

"Ven conmigo ahora mismo. Esta mujer acaba de ser electrocutada"

Evime güneş panelleri taktığımdan beri elektrik faturam yarı yarıya azaldı.

Desde que instalé paneles solares en mi casa la factura de la luz se me ha reducido a la mitad.

çünkü mutfakta elektrik ve doğal gaz tesisatları çok olduğu için bize orada zarar gelebilir

Debido a que hay muchas instalaciones eléctricas y de gas en la cocina, puede haber daños para nosotros