Translation of "Hastalığı" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Hastalığı" in a sentence and their spanish translations:

Bir otoimmün hastalığı.

Es un trastorno autoinmune.

Hastanın hastalığı iyileşiyor.

El paciente está recuperándose de su enfermedad.

Hastalığı önleyebilir miyiz?

¿Somos capaces de prevenir la enfermedad?

Yani, bu hastalığı biliyoruz.

Asi que, conocemos la enfermedad.

Tom'un uyuyamama hastalığı var.

Tom tiene insomnio.

Onun hastalığı aslında ruhsaldı.

Su enfermedad era principalmente psicológica.

Onun kalp hastalığı var.

Ella tiene un problema al corazón.

Hastalığı kötü havadan kaynaklı.

Fue el mal clima lo que provocó su enfermedad.

O, hastalığı nedeniyle gelemedi.

Él no pudo venir porque está enfermo.

Tom'un şeker hastalığı var.

Tom tiene diabetes.

- Tom'un nadir görülen bir hastalığı var.
- Tom'un ender bir hastalığı var.

Tom tiene una rara enfermedad.

Pigmentlerini kaybettiğin bir deri hastalığı.

que consiste en la pérdida de pigmentación de la piel.

Hiç kimseye söylemiyordu bu hastalığı

no le contó a nadie sobre esta enfermedad

Kalp hastalığı onu uçakta yakaladı

enfermedad cardíaca lo atrapó en el avión

Tom'un bir kalp hastalığı var.

- Tom tiene un problema al corazón.
- Tom padece del corazón.

Hastalığı nedeniyle altı haftadır hastanedeydi.

Ella estuvo hospitalizada 6 semanas de una enfermedad.

Tedavi edilemez bir hastalığı var.

Él tiene una enfermedad incurable.

Tom'un bulaşıcı bir hastalığı var.

Tom tiene una enfermedad contagiosa.

Oğlumun kalıtsal bir hastalığı var.

Mi hijo tiene una enfermedad hereditaria.

Bu bir kafa derisi hastalığı.

Es una enfermedad del cuero cabelludo.

Bu bir ilerleyen kas zayıflığı hastalığı,

Es una enfermedad degenerativa de los músculos

Hiçbir ilaç bu hastalığı tedavi edemez.

Ningún remedio puede curar esta enfermedad.

Aktivistler yoksul ülkelerdeki hastalığı önlemeye çalışırlar.

Los activistas intentan prevenir enfermedades en los países pobres.

Bir çocukluk hastalığı onu kör bıraktı.

Una enfermedad en la infancia la dejó ciega.

Bir sincap kızıma kuduz hastalığı bulaştırdı.

Una ardilla le contagió la rabia a mi hija.

1823 Sonbaharında ciddi bir hastalığı vardı.

Él padeció una grave enfermedad en el otoño de 1823.

Ve akıl hastalığı açısında yüksek risk altındaydık.

y teníamos alto riesgo de enfermedades mentales.

Kocasının hastalığı ona büyük endişeye yol açtı.

La enfermedad de su marido le causaba mucha ansiedad.

O, Alzheimer hastalığı hakkında bir konuşma yaptı.

Él dio un discurso sobre el mal de Alzheimer.

Orta veya şiddetli koroner hastalığı olan 48 hastaya

A 48 pacientes con enfermedad coronaria moderada o grave

Linda, babasının ani hastalığı yüzünden üniversiteden geri çağrıldı.

Linda regresó de la universidad debido a la repentina enfermedad de su padre.

Onun hastalığı onun çalışmasına devam etmesini imkansız yaptı.

Su enfermedad le impidió continuar sus estudios.

Uçabildiği için kilometrelerce ilerideki bir yere kolayca hastalığı taşıyabiliyor

puede mover fácilmente la enfermedad por millas más adelante ya que puede volar

O ani hastalığı nedeniyle yurt dışına seyahat etmekten vazgeçti.

Dejó de viajar al extranjero por causa de una enfermedad repentina.

COVID-19 ya da "2019 koronavirüs hastalığı" adını verdiler.

que un tipo de virus está causando la enfermedad.

Alzheimer hastalığı çoğunlukla 60 yaşından fazla olan insanları etkiler.

El Mal de Alzheimer afecta principalmente a personas mayores de 60 años.

Şu anda bu hastalığı tedavi etmek tıbben mümkün değildir.

Actualmente es medicinalmente imposible curar esta enfermedad.

Kalp hastalığı için düzeltilebilir, önemli bir risk faktörü olarak listelemiyor,

como factor de riesgo modificable clave para la enfermedad cardíaca,

Kalp hastalığı, felç ve kanser açısından daha düşük risk taşıyor

enfermedad cardíaca, embolia y cáncer,

Ve bilim insanları, bu dönemin çoğunda hastalığı başkasına bulaştırabileceğinizi düşünüyor.

Los científicos creen que puedes ser contagioso durante la mayor parte de este periodo

Hastalığı kapmış ve birkaç gündür hatta 2 haftadır yayıyor olabilirsiniz,

Puedes estar contagiado y seguir propagando la enfermedad por varios días, hasta por dos semanas

- Onun bir kalp rahatsızlığı var.
- Onun bir kalp hastalığı var.

Está enfermo del corazón.

Alzheimer hastalığı ile uzun bir mücadeleden sonra Tom geçen kış vefat etti.

Tom falleció el pasado invierno después de una larga batalla contra el mal de Alzheimer.

Bu hastalığı tedavi edecek daha etkili bir yönteme acil olarak ihtiyaç var.

Existe una necesidad urgente de encontrar un método más efectivo para tratar esta enfermedad.

Arjantin devlet başkanı şekerin yüksek satın alma gücü olan insanların bir hastalığı olduğunu söyledi.

La presidente argentina dijo que la diabetes es una enfermedad de gente con alto poder adquisitivo.