Translation of "Elde" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Elde" in a sentence and their spanish translations:

Elde edecekleri şey para

Lo que obtendrán es dinero

İstediğini elde etmeyi başardı.

Ella consiguió lo que quería.

Umarım istediğini elde ettin.

Espero que tengas lo que necesites.

Yağ, zeytinden elde edilir.

- El aceite es extraído de las olivas.
- El aceite es extraído de las aceitunas.

Elde beş parmak vardır.

La mano tiene cinco dedos.

Kontak lenslerle, gözlükle elde edeceğinden daha doğru görüşü elde edersin.

- Con lentes de contacto se ve mejor que con gafas.
- Con lentillas se ve mejor que con gafas.

elde edip edemeyeceğine olan inançtır.

de si conseguirán o no lo que quieren.

Bir ödül elde etmeyi umuyorsan

Cuando esperan obtener una recompensa,

Zehri yeniden elde etmeye çalışacağız.

y reponer los antídotos.

elde edilen çıkarım ise şu

la inferencia obtenida es la siguiente

Bu resmi nasıl elde ettiniz?

¿Cómo obtuvo usted esta pintura?

Her elde beş parmağımız var.

Tenemos cinco dedos en cada mano.

Kitaptan büyük kâr elde etti.

Obtuvo grandes beneficios del libro.

İstediğin şeyi elde edemeyeceğini düşündüğünde ise

Cuando creen que no van a obtener lo que quieren,

Elektrik mühendisliği gibi alanlarda elde edebiliyoruz.

en campos como la ingeniería eléctrica.

Ve değerli geri bildirimler elde ettim.

y obtener comentarios valiosos.

Böylece girişimci olumsuz kayıplar elde ederek

y de manera inadvertida agrava su asociación

Genellikle doğal gazdan elektrik elde ettiğinizde,

Si se genera electricidad a partir del gas natural,

DNA bir kan örneğinden elde edilir.

El DNA es extraído de una muestra de sangre.

Perry ondan değerli bilgiler elde etti.

Perry obtuvo información valiosa de él.

O, dikkate değer sonuçlar elde etti.

Ella alcanzó resultados excepcionales.

Çok çabalasan bile, bunu elde edemeyeceksin.

Aunque hagas un gran esfuerzo, no serás capaz de conseguirlo.

Bu parçaları elde etmesi oldukça zordur.

Estos artículos son bastante difíciles de conseguir.

İyi bir bronzluk elde etmeye çalışacağım.

Voy a intentar coger un buen bronceado.

Gerçekten sonuç elde ettiği anlamına gelmiyor.

significa que en realidad de resultado.

Tom zaten hedeflerinin birçoğunu elde etti.

Tom ya ha alcanzado muchos de sus objetivos.

İstediğimiz şeyleri elde edebilme yeteneğimize dair beklentilerimiz

Nuestras expectativas sobre si obtendremos lo que queremos

Buna bayılmamak elde değil. Bu bir ilk.

Les encantará. Es de primera.

Yakın zamanda Y kuşağını elde tutmak amaçlı

Hablé con una organización que recientemente había decidido

Ve böylece... ...bir miktar panzehir elde edebiliriz.

y, así, reponer estos antídotos.

Daha fazla ayrıntıyı canerunal.com adresinden elde edebilirsiniz

Puede obtener más detalles en canerunal.com

Diyelim ki yalan söylüyorlar ne elde edecekler

Digamos que mienten lo que obtendrán

İsteyerek elde ettiğimiz şey gerçekten bizim değildir.

Lo que obtenemos pidiendo en realidad no es nuestro.

Bu kaynaktan elde edilen gelir, vergiden muaftır.

Los ingresos de esta fuente son libres de impuestos.

Arabamı satarak iyi bir kazanç elde ettim.

Vendí mi coche por un buen precio.

Ben müzeyi ziyaret etme fırsatını elde ettim.

Aproveché la oportunidad para visitar el museo.

Yeni üretim süreci, yüksek verim elde eder.

El nuevo proceso de producción alcanza un alto rendimiento.

Insanlar güzel olduğuna inandırıldıkları şeyi elde etmek için

la gente está dispuesta a arriesgarse al usarlos

"Bu yıl kaç yeni müşteri elde etmeyi planlıyorsunuz?"

"¿Cuántos clientes planea conseguir este año?"

Ama yinede hiçbir yardım ve destek elde edemez

él no recibe ni respuesta ni ayuda del rey húngaro.

Nintendo DS popüler bir elde taşınabilir oyun konsoludur.

La Nintendo DS es una consola portátil de juegos popular.

Çok fazla seçicilik yaparsan hiçbir şey elde edemezsin.

Si escoges demasiado meticulosamente, no recibirás nada.

Büyük miktarlarda değerli malzeme, erzak ve sığır elde edildi.

Se tomaron una inmensa cantidad de objetos de valor, como así como grandes cantidades de suministros y ganado.

Kömür katranının damıtılmasıyla elde edilen bileşenler aşağıda gösterildiği gibidir.

Los componentes obtenidos de la destilación del alquitrán de hulla son los indicados abajo.

- Buz eriyerek su olur.
- Buzu eriterek su elde edilir.

Al derretirse, el hielo se transforma en agua.

Hayatta bir şey elde etmek istiyorsanız, akıntıya karşı yüzmelisiniz.

Si quieres obtener algo en la vida, debes nadar contra la corriente.

Kırmızı ile mavinin karışımından mor elde edildiğini biliyor muydunuz?

¿Sabías tú que si mezclas la pintura roja y azul obtendrás púrpura?

- Pek bir şey başaramadık.
- Fazla bir başarı elde edemedik.

- No logramos mucho.
- No hicimos mucho.

- İstediğini aldın. Şimdi beni yalnız bırak.
- İstediğini elde ettin. Şimdi beni yalnız bırak.
- İstediğini elde ettin. Şimdi beni rahat bırak.

Lograste lo que querías, ahora déjame en paz.

Ve elde edilen tahılları mısır gevreği ve bira yapmak için

debían aumentar el rendimiento anual

Yer çekimi zamanda etkilidir. Buradan elde ettiğimiz çıkarımımız ise şu

La gravedad es efectiva en el tiempo. Nuestra inferencia desde aquí es esta

Erişim elde etmek ve gelecekteki konuları seçmenize yardımcı olmak için

También puede seguirnos en Facebook, Instagram o Twitter para obtener contenido histórico adicional

Ne kadar çok çabalarsam çabalayayım ailemin gereksinimlerini elde etmeyi başaramıyorum.

No importa cuánto me esfuerce, no logro alcanzar los requerimientos de mis padres.

Başka hiçbir yarışmacı böyle dikkat çekici bir başarı elde etmedi.

Ningún otro participante ha conseguido un logro tan remarcable.

Eğer cümle veritabanında ise, biz hemen çevrilmiş sürümünü elde edeceğiz.

Si la frase está en la base de datos, obtendremos de una vez la versión traducida.

Altı yıllık bir terapide görebileceğimiz sonuçları altı saat içinde elde etmiştik.

En seis horas, presenciamos lo que solemos ver en seis años de terapia.

Yani, suyu süzmek için kullandım, sıvı elde etmek için çamur süzdüm,

He conseguido filtrar agua con ellos, también lodo para obtener fluidos,

- Adayların hiçbiri oy çoğunluğunu almadı.
- Adaylardan hiçbiri oy çoğunluğunu elde edemedi.

Ninguno de los candidatos obtuvo la mayoría de los votos.

Eğer İngilizce konuşmuyorsanız iyi bir pozisyon elde etme olasılığınız çok az muhtemeldir.

Tienes menos probabilidades de conseguir una buena posición si no hablas inglés.

En azından hastanedeki panzehir için ihtiyacımız olan zehrin bir kısmını elde etmeyi başardık.

Al menos pudimos conseguir algo del veneno necesario para hacer antídotos para el hospital.

Bunlardan çok fazla sıvı elde edilebilir. Bunlar konusunda beni huzursuz eden tek şey,

Pueden sacarles mucho fluido. Lo único que me da algo de miedo

Bu tür avantajlar, Mack'in Avusturya ordusunun Ulm'deki çarpıcı kuşatmasını elde etmesine yardımcı oldu.

Tales ventajas lo ayudaron a lograr el impresionante cerco del ejército austríaco de Mack en Ulm.

Bir süre sonra not çıkartma ve taslak hazırlama yeteneğini de elde etti Da Vinci

Después de un tiempo, Da Vinci también tuvo la capacidad de tomar notas y preparar borradores.

Hannibal'ın açık savaş tahrikleri başarısız olmuştu ve elde edilen o kadar yağmaya karşın kesin olan...

Aníbal no pudo provocar una batalla abierta y, a pesar de el gran saqueo que se tomó, estaba claro

Kanalı nasıl destekleyebileceğinizi öğrenmek, reklamsız erken erişim elde etmek ve gelecekteki konuları seçmenize yardımcı olmak için

Visite nuestra página de Patreon para averiguar cómo puede apoyar el canal, obtener

Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.

Todo individuo tiene derecho a la libertad de opinión y de expresión; este derecho incluye el de no ser molestado a causa de sus opiniones, el de investigar y recibir informaciones y opiniones, y el de difundirlas, sin limitación de fronteras, por cualquier medio de expresión.