Translation of "Buradaki" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Buradaki" in a sentence and their spanish translations:

Buradaki soğuğa dayanamıyorum.

No puedo soportar el frío de aquí.

Buradaki yiyeceği seviyorum.

Me encanta la comida de aquí.

Buradaki yiyecek berbat.

La comida aquí es pésima.

Buradaki toprak verimlidir.

Aquí la tierra es fértil.

- Yakında buradaki iklime alışırsın.
- Yakında buradaki iklime alışacaksın.
- Sen yakında buradaki iklime alışacaksın.

Pronto te vas a acostumbrar al clima de aquí.

- Burada işim bitti.
- Buradaki işim hazır.
- Buradaki işim bitmiş.

Mi trabajo aquí se ha terminado.

- Yakında buradaki iklime alışacaksın.
- Sen yakında buradaki iklime alışacaksın.

Pronto te vas a acostumbrar al clima de aquí.

Yani buradaki ikinci amacım

Mi segundo objetivo en este escenario,

Ve buradaki amacım ne?

¿Y cuál es mi agenda aquí?

Buradaki olumsuz güdü ise

El incentivo perverso

Ancak buradaki önemli şey,

Pero lo importante aquí

Buradaki adam bir dalgıç.

Este tipo es un buzo de aguas profundas.

Buradaki insanlar soğuğa alışkındır.

La gente aquí está acostumbrada al frío.

Buradaki her şey benim.

Todo lo que hay aquí es mío.

Buradaki iklim Hokkaido'daki gibidir.

El clima de aquí se parece al de Hokkaido.

Buradaki manzara çok güzel.

El paisaje en este entorno es muy bonito.

Buradaki fiyatlar çok makul.

Los precios aquí son muy razonables.

Buradaki iş oldukça kolaydı.

El trabajo aquí es bien simple.

Buradaki öğrencilerin çoğunluğu çalışkan.

La mayoría de los alumnos aquí son serios.

Buradaki insanlar şakalarıma gülüyorlar.

La gente aquí se ríe de mis bromas.

Buradaki herkesle tanıştın mı?

- ¿Conociste a todos aquí?
- ¿Has conocido a todos aquí?

Buradaki insanlar çok hasta!

¡Aquí hay gente muy enferma!

Buradaki trafik kurallarını bilmiyorum.

No conozco el reglamento de la circulación aquí.

Buradaki havadan nefret ediyorum.

Detesto el tiempo que hace aquí.

Biz buradaki tek Kanadalılarız.

Somos los únicos canadienses aquí.

Buradaki tek Kanadalı Tom'dur.

Tom es el único canadiense de aquí.

Buradaki tek insan biziz.

Somos las únicas personas aquí.

Buradaki herkes senden korkuyor.

- Aquí todo el mundo te tiene miedo.
- Aquí todos te temen.

Buradaki bütün insanlar ayrıldılar.

Toda la gente que estaba aquí se ha ido.

"Buradaki kaç kişi kurgusunu biliyor?

"¿Cuántos saben cuál es su premisa?"

Buradaki notta ise şöyle diyor,

Esta otra dice:

Ama buradaki önemli ders şudur;

Pero lo que es importante reconocer

Konuyu, tam buradaki adama getireceğim.

Haré referencia a este hombre.

Buradaki yaşam çoğunlukla geceleri hareketleniyor.

Gran parte de la vida aquí está activa de noche.

Buradaki hava Moskova'dakinden daha ılıman.

El clima aquí es más suave que el de Moscú.

Buradaki iklim Tokyo'dakinden daha ılıman.

El clima aquí es más suave que el de Tokio.

Buradaki herkesin yardım etmesini istiyorum.

Quiero que todos aquí ayuden.

Buradaki tüm ağaçları kesecek misin?

¿Vas a cortar todos los árboles de aquí?

Şu anda buradaki tek kişiyim.

Ahora mismo soy la única persona aquí.

Buradaki tek Kanadalı sen değilsin.

Tú no eres el único canadiense aquí.

Buradaki tek kadın sen değilsin.

No eres la única mujer aquí.

Buradaki insanların çoğunun elektriği yok.

La mayoría de la gente de por aquí no tiene electricidad.

Buradaki tek Kanadalı biz değiliz.

No somos los únicos canadienses aquí.

Buradaki herkesten daha fazla çalışıyorsunuz.

Trabajáis más que nadie aquí.

Buradaki kaplanlara dikkat etmeli miyiz?

¿Debemos cuidarnos de los tigres por este alrededor?

Bu Boston'da buradaki ilk Noelimiz.

Ésta es nuestra primera Navidad aquí en Boston.

Buradaki birisi Fransızca konuşur mu?

¿Alguien aquí habla francés?

Buradaki problem nöroplastisitenin iki yönde çalışabilmesi.

El problema es que la neuroplasticidad puede funcionar en ambos sentidos.

Ve buradaki çoğunuzun bu fırsatı olmayabilir.

Muchos pueden no tener la oportunidad de hacer eso.

Buradaki bazı insanların düşüncelerini tahmin edebiliyorum

Me puedo imaginar que algunas personas aquí piensan

Buradaki kıyıda bunlardan bir sürü var.

Hay un montón a lo largo de la costa.

Buradaki çoğu yaratık ufak ve çeviktir.

La mayoría de las criaturas son pequeñas y ágiles.

Fakat buradaki tek avcılar foklar değil.

Pero los lobos no son los únicos cazadores aquí.

Fakat buradaki ilginçlik nerede biliyor musunuz?

¿Pero sabes dónde está lo interesante aquí?

Buradaki öğrencilerin çoğu okula bisikletle gider.

La mayoría de los alumnos de aquí va a la escuela en bicicleta.

Buradaki hayat eskisinden çok daha kolay.

La vida aquí es más fácil de lo que solía ser.

Buradaki kimse Tom'un neye benzediğini bilmiyor.

Nadie aquí sabe cómo se ve Tom.

Yemek güzel ve buradaki hizmet güzel.

La comida es buena, y el servicio aquí es bueno.

Buradaki herhangi biri Fransızca konuşabilir mi?

¿Alguien aquí habla francés?

Buradaki herhangi biri Fransızca konuşur mu?

¿Alguien aquí habla francés?

Ben buradaki başka herkesten daha akıllıyım.

Soy más inteligente que todos aquí.

Buradaki tek Kanadalı olduğumdan emin misin?

¿Estás seguro de que soy el único canadiense aquí?

Buradaki herkes seni tanıyor gibi görünüyor.

Aquí todo el mundo parece conocerte.

Buradaki herhangi biri Boston'da bulundu mu?

¿Alguien de aquí ha estado en Boston?

- Buradaki iklim ılımandır.
- Burada iklim ılımandır.

El clima está templado.

Buradaki insanlar huzurlu bir hayat yaşar.

Las personas de aquí llevan una vida tranquila.

Buradaki bu sembol ne anlama geliyor?

¿Qué significa este símbolo de aquí?

Buradaki ışık okuma için yararlı değil.

Aquí la luz no es buena para leer.

Buradaki insanlar eğlenmek için ne yaparlar?

¿Qué hace la gente de aquí para divertirse?

Bu anahtar buradaki tüm kapıları açıyor.

Esta llave abre todas las puertas de esta zona.

Ve belki buradaki etkisi daha güçlü olur.

para quienes posiblemente el efecto sea mayor.

ES: Peki Cohh, acaba buradaki TED seyircisiyle

ES: Cohh, ¿puedes compartir con la audiencia de TED aquí presente

Buradaki fikir, malzeme miktarını en aza indirgemek.

La idea aquí es, minimizar la cantidad de material.

Buradaki makarna çok iyi. Pizza da öyle.

La pasta aquí es bastante buena. Y la pizza, también.

Buradaki insanlar çok çekici giysiler kullanmaya alışkındır.

La gente de aquí acostumbra a usar ropa muy atractiva.

Buradaki hiç kimse yardımımızı istiyor gibi görünmüyor.

Nadie aquí parece querer nuestra ayuda.

Haftada beş gün buradaki sınıflara ders veririm.

- Imparto clases aquí cinco días a la semana.
- Doy clases aquí cinco días a la semana.

Buradaki hiç kimseye Fransızca konuşabildiğini söylemediğini düşünüyordum.

Yo pensaba que has dicho que nadie sabía hablar francés aquí.

Otuz yıl önce buradaki ana sanayi keresteydi.

Hace treinta años, la madera de construcción era la industria principal de aquí.

Buradaki konser için bir bilet alabilir miyim?

¿Puedo comprar una entrada para el concierto aquí?

Tom buradaki başka birinden çok daha uzun.

Tom es mucho más alto que cualquiera otro aquí.

Buradaki hiç kimse bu dövüşü hatırlıyor mu bilmiyorum,

No sé si alguno de vosotros recuerda esta pelea,

Buradaki evimizde olan çok garip bir şey var.

Algo muy raro está sucediendo aquí en casa.

Neden buradaki bütün cümleler Tom ve Mary hakkında?

¿Por qué todas las oraciones aquí son acerca de Tom y Mary?

Buradaki her erkek çocuğunun bir kız arkadaşı var.

Todos los chicos de aquí tienen novia.

Sen, buradaki yemeklerden şikayet etmeyen bildiğim tek insansın.

Tú eres la única persona que conozco que no se queja de la comida de aquí.

- Burada kimseye güvenme!
- Burada kimseye inanma!
- Buradaki kimseye güvenme.

No confíes en nadie aquí.

Buradaki bir klima havanın, restoranın bu kısmında dolaşmasını sağladı.

Una unidad de aire acondicionado justo aquí mantenía el aire circulando a través de esta sección del restaurante.

Yakında buradaki yiyecek ve içeceğin tadını çıkarmak için geleceksin.

Usted pronto vendrá a disfrutar de la comida y la bebida aquí.

Tom'un kesinlikle buradaki şeylerin nasıl işlediği hakkında bir ipucu yok.

Tom sin duda no tiene ninguna idea de cómo funcionan las cosas aquí.

Buradaki iklim çok yumuşak olduğu için burada kışın bile nadiren kar yağar.

Como el clima aquí es muy templado, nieva muy rara vez, incluso en invierno.

- Büyük olasılıkla buradaki en zengin kişi benim.
- Muhtemelen buranın en zengini benim.

Probablemente sea yo la persona más rica aquí.