Translation of "Bakış" in Spanish

0.013 sec.

Examples of using "Bakış" in a sentence and their spanish translations:

Bakış açınızı anlayabiliyorum.

Entiendo tu punto de vista.

Mizah anlayışım, bakış açım...

mi sentido del humor, mi perspectiva.

Bakış açın çok iyimser.

Vuestro punto de vista es demasiado optimista.

Tom'un bakış açısını anladım.

- Comprendí el punto de vista de Tom.
- Comprendía el punto de vista de Tom.
- Entendía la perspectiva de Tom.

O zaman bakış açınız değişmez --

entonces su opinión no cambiará,

Ve bu yeni bakış açısıyla

Y desde este nuevo punto de vista,

çok değişik bakış açılarından yararlandın.

en la construcción de algoritmos inteligentes en Netflix.

Bir bakış her şeyi söyleyebilir.

Una mirada lo puede decir todo.

Onlar benim bakış açımı onayladılar.

Aceptaron mi punto de vista.

Gerçeklik sadece bir bakış açısıdır.

La realidad es solo un punto de vista.

Onun bakış açısından o haklı.

Desde su punto de vista tiene razón.

Bu geçerli bir bakış açısıdır.

Este es un punto de vista válido.

Jane bize bir bakış attı.

Juana nos lanzó una mirada.

En azından bir komedyenin bakış açısından.

por lo menos desde la perspectiva de un comediante.

Okullarımızı yeni bir bakış açısıyla görelim.

Veamos nuestras escuelas con nuevos ojos.

çerçevemizi küresel bakış açısına genişletmemiz lazım.

tenemos que ampliar nuestro enfoque a un punto de vista global.

Yeni bir bakış açısı edinmemiz lazım,

Tendremos que cambiar a un nuevo paradigma

Ve üç farklı, rekabetçi bakış açısı.

y tres puntos de vista cada vez más diferentes y competitivos.

Önemli olarak TSSB bakış açısından bakarsak

Lo más importante desde la perspectiva del TEPT,

Bu kurumlara bakış açısını değiştirmek zorundayız.

la manera en que la gente ve estas instituciones.

Tamamen ekonomik bir bakış açısından bakarsak

Entonces, desde un punto de vista puramente económico:

O anda tüm bakış açım değişiyor

Y, en ese momento, mi perspectiva cambia

Bakış açım bilişsel bir dönüşüm geçiriyor,

Mi perspectiva cambió a nivel cognitivo.

Kendi bakış açılarını da iyi sunmuyorlar.

sin hacerlos polifacéticos en su concepción del mundo.

Sorunu onun bakış açısından görmeye çalış.

Trata de ver el problema desde su punto de vista.

Onun bir bakış açısı sorunu var.

Ella tiene un problema de actitud.

Problemi bir çocuğun bakış açısıyla düşünmeliyiz.

Deberíamos considerar el problema desde la perspectiva de un niño.

Benim bakış açımdan işler iyi gidiyor.

Para mí, las cosas están yendo bien.

Farklı bir bakış açısını onlara nasıl sunacağımı,

o a tener una nueva perspectiva,

Alıştığımız ilerlemeyi devam ettirebileceğimiz bir bakış açısı.

para continuar haciendo el tipo de progreso al que nos hemos acostumbrado.

İlki aktif olarak farklı bakış açıları aramaktır.

En primer lugar: busquen otras opiniones.

Yaptığınız çalışmaya okuyucunun bakış açısıyla bakmanız lazım.

y mirar lo que has creado desde la perspectiva del lector.

Biz konuyu eğitimsel bir bakış açısından tartıştık.

Hablamos del asunto desde un punto de vista educativo.

O, Kate'in bakış açısına göre çok çalışıyor.

Desde el punto de vista de Kate, él trabaja demasiado.

Dünyayı çok komünist bir bakış açısından görüyor.

Ve el mundo desde un punto de vista muy comunista.

Bakış açını anlıyorum, fakat aynı fikirde değilim.

Entiendo tu punto de vista, pero no lo comparto.

Bence bu TED'in bakış açısından sohbetin sadece başlangıcı.

Desde el punto de vista de TED, esto solo es el inicio de la conversación.

Çok farklı bir bakış açısından bakıyor olmanıza rağmen,

Aunque ves las cosas desde una perspectiva muy diferente,

Benim kişisel bakış açıma göre onun fikri doğrudur.

En mi personal punto de vista, su opinión es correcta.

Sağlıklı bir insanın bakış açısından bu bir absürdlüktür.

Desde el punto de vista del sentido común esto es un absurdo.

Onun hayata çok materyalist bir bakış açısı vardır.

Tiene una visión de la vida muy materialista.

Size sunduğum şu bakış açısını en azından dikkate alırsınız,

al menos consideren la perspectiva que estoy planteando ahora,

Fakat ilk bakış her zaman ikinci bir bakışı gerektirir.

Pero un primer vistazo siempre requiere un segundo.

Biliyorum ki bu onların bakış açısını ve yaklaşımını değiştirecektir.

desafías su perspectiva y cambias sus actitudes.

Onun yüzüne bir bakış, bana çalışmaya isteksiz olduğunu söyledi.

Con un vistazo a su cara supe que era reacio a trabajar.

Dün Tom'un bana bakış şekli hakkında bir tuhaflık vardı.

Ayer Tom me miró de una forma extraña.

Ve farklı fikir ve bakış açılarını bir araya getirdikten sonra,

y de compartir ideas y perspectivas distintas,

Hayata karşı bakış açısı umarım bizler için de bir ilham kaynağı olmuştur

Espero que la perspectiva de la vida haya sido una inspiración para nosotros también.

Şimdiye kadar olan hayatımı düşündükten sonra, bakış açımı değiştirmeye ihtiyacım olduğuna karar verdim.

Tras reflexionar sobre mi vida hasta el momento, he decidido que necesito cambiar mis objetivos.

- Bana göre, Avustralya, dünyanın en iyi ülkelerden biridir.
- Benim bakış açıma göre, Avustralya dünyadaki en iyi ülkelerden biridir.

Desde mi punto de vista, Australia es uno de los mejores países en el mundo.