Translation of "Büyüleyici" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Büyüleyici" in a sentence and their spanish translations:

- Bu büyüleyici.
- O büyüleyici.

Eso es fascinante.

Bu büyüleyici.

Esto es fascinante.

Büyüleyici görünüyor.

Parece fascinante.

Hatıralar büyüleyici şeyler.

Los recuerdos son fascinantes.

Sanırım o büyüleyici.

Yo pienso que es fascinante.

Büyüleyici bir hikayeydi.

Era una historia fascinante.

Konuyu büyüleyici buldum.

Yo encontré el tema fascinante.

Dilleri büyüleyici buluyorum.

- Yo hallo los idiomas fascinantes.
- Hallo los idiomas fascinantes.
- Los idiomas me parecen fascinantes.
- Creo que los idiomas son fascinantes.

Bu kitap büyüleyici.

Este libro es fascinante.

Yani büyüleyici bir şey.

lo cual es fascinante.

Büyüleyici, inanılmaz bir şey.

El concepto es fascinante, maravilloso.

Mary büyüleyici ve gizemli.

Mary es fascinante y misteriosa.

O büyüleyici bir kız.

Ella es una niña glamorosa.

O büyüleyici bir kadındır.

Ella es una mujer encantadora.

O büyüleyici bir kadındı.

- Ella era una mujer encantadora.
- Era una mujer encantadora.

Tom büyüleyici ve dayanılmaz.

Tom es encantador e irresistible.

Sualtı fotoğraflarını büyüleyici buluyorum.

Encuentro fascinantes las fotos bajo el agua.

Avustralya'nın büyüleyici olduğunu düşünüyorum..

Creo que Australia es fascinante.

Mary büyüleyici ve çekicidir.

Mary es encantadora y atractiva.

Bu büyüleyici bir kitap.

Este libro es fascinante.

Bazı büyüleyici dönüşümlere tanık oldum.

He presenciado algunas transformaciones realmente inspiradoras.

Okyanusun en büyüleyici yüzünü sergilemesiyse

Y es durante la fase más oscura de la luna

Oldukça büyüleyici bir keşif yaptı.

descubrió algo fascinate.

Bu kesinlikle büyüleyici bir konudur.

Este es un tópico absolutamente fascinante.

O büyüleyici ve karşı konulmaz.

Él es encantador e irresistible.

Ender görülen büyüleyici bir an bu.

en un momento mágico rara vez visto.

Hiç şüphesiz, büyüleyici bir andı bu.

Ese fue sin duda un instante mágico.

Evimin önünde büyüleyici bir pasta salonu var.

Frente a mi casa hay una pastelería encantadora.

Öte yandan, karanlık ve büyüleyici bir tarafa sahip,

Por el contrario, hay muchísimos biopics muy cautivadores

Ama alevlere bakmanın büyüleyici bir yanı da vardır.

Pero también hay algo mágico en mirar las llamas.

Bazıları büyüleyici bir yardım çağrısında bulunur. Biyolüminans özelliği olan mantarlar kendi ışıklarını saçar.

Algunos tienen una forma encantadora de pedir ayuda. Los hongos bioluminiscentes hacen su propia luz.