Translation of "Azından" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Azından" in a sentence and their spanish translations:

- En azından deneyebilirdin.
- En azından deneyebilirdiniz.

Podrías intentarlo por lo menos.

En azından eğlendik.

Por lo menos nos lo pasamos bien.

En azından yaşıyorum.

Al menos estoy vivo.

En azından dene.

Al menos inténtalo.

En azından "teşekkürler" diyebilirdin.

¡Podrías dar las gracias al menos!

En azından seni gördüm.

Al menos te pude ver.

En azından yapabileceğimiz bu.

Es lo menos que podemos hacer.

En azından özür dileyebilirdi.

Él podría por lo menos disculparse.

En azından yağmur yağmıyor.

- Al menos no está lloviendo.
- Por lo menos no está lloviendo.

En azından dürüst ol.

Por lo menos sé sincero.

En azından bir taraf için

enemigos y demás,

Ama en azından işe yarıyor.

Pero esto está funcionando.

En azından ben hâlâ hayattayım.

Al menos estoy vivo.

En azından sana sarılabilir miyim?

¿Puedo al menos abrazarte?

En azından bana cevap ver.

Al menos respóndeme.

Onlar en azından beni dinledi.

Por lo menos ellos me escucharon.

En azından birimiz bir erkek.

Al menos uno de nosotros es un hombre.

En azından onu eve götürebilirim.

Por lo menos puedo llevarle a casa.

En azından "teşekkür ederim" diyebilirsin.

¡Podrías dar las gracias al menos!

En azından o, sonuçlardan memnundu.

De todas formas, estaba satisfecho con los resultados.

O en azından özür dileyebilirdi.

Él podría por lo menos disculparse.

En azından bir komedyenin bakış açısından.

por lo menos desde la perspectiva de un comediante.

"Daha kötü olabilirdi. En azından beyazım."

"Podría ser peor; al menos soy blanco".

Ama en azından orada olduğunu biliyorum.

Al menos sé que está allí.

Bütün kapıları kilitlemeli, en azından kapatmalısın.

Deberías trancar todas las puertas o al menos cerrarlas.

En azından günlük konuşmalar yapabilmeyi istiyorum.

Como poco, me gustaría ser capaz de tener conversaciones todos los días.

En azından üç saat yemek yeme.

No comas por tres horas al menos.

En azından benim fikrimi düşünür müsün?

¿Al menos considerarías mi idea?

En azından bir şey yapmaya çalıştım.

Al menos intenté hacer algo.

En azından biri iyi vakit geçiriyor.

Por lo menos alguien la está pasando bien.

En azından mevcut yüz kişi vardı.

Había al menos cien personas presentes.

Burada en azından 500 öğrenci var.

Hay, al menos, 500 alumnos aquí.

En azından kendi deneyimlerimden çıkardığım sonuç,

He descubierto por experiencia propia

Onun en azından dört hatası vardı.

Ella tenía por lo menos cuatro defectos.

Ama en azından ayağa kalkıp ilerlemeye çalışıyorsanız

Pero si al menos nos ponemos de pie e intentamos avanzar,

Ya da en azından kabul edeceğini keşfetmem.

esta forma tan cruda y amarga de política de identidad blanca.

Ama en azından takip edebileceğimiz izler var.

Pero tenemos rastros que seguir.

Öyleyse hikayenin bu kısmı en azından doğruydu ...

Así que esa parte de la historia al menos era cierta ...

Kestaneler en azından on beş dakika kaynamalı.

Hay que cocer las castañas por al menos quince minutos.

En azından dürüst olup mükemmel olmadığımı söylüyorum.

Al menos soy honesto y no digo que sea perfecto.

En azından bir gün daha Boston'da kalacağım.

Me quedaré por lo menos un día más en Boston.

En azından senin gibi bir kaybeden değilim.

Al menos no soy un perdedor como tú.

Yemek iyi değildi ama en azından ucuzdu.

La comida no era buena, pero al menos era barata.

Her şeyden şüpheleneceksen, en azından şüphenden şüphelen.

Si vas a dudar de todo, al menos duda de tus propias dudas.

En azından, o gece onlara kendimden bahsettikten sonra

Yo esperaba, por lo menos, que no dejaran de ser mis amigos

Ama ne olursa olsun en azından yalnız olmayacaksınız.

pero pase lo que pase, al menos no estarán solos.

En azından bir canın bu sayede kurtulduğunu gördüm.

Y vi que por lo menos una vida se había salvado gracias a eso.

En azından burada olmayı istiyormuş gibi davranabilir misin?

- ¿Podes simular que querés estar aquí?
- ¿Puedes al menos simular que quieres estar aquí?

En azından Tom'un şu anda güvende olduğunu biliyorum.

Al menos sé que Tom está a salvo ahora.

En azından Tom'a artık onu yapması gerekmediğini söyleyebilirdin.

Al menos podrías decirle a Tom que ya no necesita hacer eso.

Bunun kolay olmadığını biliyorum, ama en azından denemelisin.

Sé que no es fácil, pero al menos tienes que tratar.

Bu projeyi bitirmek en azından bir yıl sürer.

Este proyecto tardará al menos un año en terminarse.

Kazanamadım ama en azından bir teselli ödülü aldım.

No gané pero al menos me dieron un premio de consolación.

En azından iş olmadan bir maaşa sahip olacak.

- Al menos él va a tener un salario sin tener que trabajar.
- Al menos va a tener un salario sin tener que trabajar.

Senin en azından elini sıktı. Bana bakmadı bile.

Siquiera te saludó con la mano. A mí ni me miró.

En azından senin elini sıktı. Bana bakmadı bile.

Siquiera te saludó con la mano. A mí ni me miró.

Ben en azından işimi kaybetme konusunda endişeli değilim.

Yo no estoy en absoluto preocupado de perder mi trabajo.

Size sunduğum şu bakış açısını en azından dikkate alırsınız,

al menos consideren la perspectiva que estoy planteando ahora,

En azından iş dışında olan şeyler söz konusu olduğunda.

Por lo menos con respecto a las cosas fuera del trabajo.

En azından bir süre Osmanlı boyunduruğundan özgürlüklerini geri kazandılar.

Al menos por un tiempo recobraron su libertad del yugo otomano.

En azından hastalığında sağ duyu gösterip içki içme bari.

Deberías ser lo suficientemente razonable para no beber, al menos mientras estás enfermo.

O artık genç değil. O en azından otuz yaşında.

Ella ya no es joven. Tiene como mínimo 30 años.

Günde en azından üç defa sebze ve meyve yemelisin.

Deberías comer vegetales y fruta al menos tres veces al día.

Tom "Kız arkadaşım olmayabilir ama en azından zenginim" dedi.

"Tal vez no tenga novia, pero al menos soy rico", dijo Tom.

- Nihayet, ilk bölümü bitirdik.
- En azından ilk bölümü bitirdik.

Por lo menos terminamos la primera parte.

Ama en azından riski yeterince azaltıp rahatça nefes alabilirsiniz.

Pero puede reducirlo lo suficiente, que puedes respirar un poco más fácil.

Ve en azından bir dereceye kadar neyin geldiğini görebiliyoruz.

y podemos ver lo que viene, al menos hasta ahora

Bira en azından aşırıya kaçmadan gerçekten çok sağlıksız değildir.

La cerveza no es tan perjudicial, al menos con moderación.

Uyku ölümden daha keyifli. En azından çok fark yok.

El sueño es más agradable que la muerte. Al menos, no hay mucha diferencia.

Fakat bizler en azından bizler üzerimize düşeni yapmalıyız diye düşünüyorum

pero creo que al menos deberíamos hacer nuestra parte

Film en azından iki ya da üç kez izlemeye değer.

Esta película merece ser vista al menos dos o tres veces.

Herkes en azından bir şiir seçmeli ve onu ezbere öğrenmeli.

Todo el mundo debería elegir al menos un poema y aprendérselo de memoria.

En azından ingilizce olarak, tüm kıtaların adı, başladıkları harfle biter.

En inglés al menos, el nombre de todos los continentes termina con la misma letra con la que empieza.

Tom, en azından düzinelerce Mary ile birlikte bu parkta bulundu.

Tom ha estado con Mary en este parque al menos doce veces.

Ama orası mağaranın içine göre en azından 20 derece daha sıcaktır.

Pero hay 20° más aquí afuera que adentro de la cueva.

En güvenli yol bu olsa gerek. En azından bu halatı tanıyorum.

Quizás sea lo más seguro. Conozco esta cuerda.

Fransa'da Mareşal veya Maréchal unvanı en azından 13. yüzyıla kadar uzanıyor.

En Francia, el título de mariscal, o mariscal, se remonta al menos al siglo XIII.

Ama en azından NASA için Apollo 8'in başarısı umut getirdi.

Pero al menos para la NASA, el éxito del Apolo 8 trajo esperanza.

O tezi tercüme etmek için en azından üç güne ihtiyacım olacak.

Necesitaré al menos tres días para traducir esa tesis.

"Zengin olmayabilirim, ama en azından bir kız arkadaşım var" dedi Tom.

"Tal vez no sea rico, pero al menos tengo novia", dijo Tom.

Senin gibi olmasa bile en azından biraz daha kibar olmayı deneyebilirsin.

Podrías al menos tratar de ser más cortés, aunque no sea tu naturaleza.

Bütün bu noel hediyelerini paketlemek için en azından iki saatimi harcayacağım.

Voy a tardar al menos dos horas para envolver todos estos regalos de Navidad.

Bir bilet almak için en azından bir saat beklemek zorunda kalacaksın.

Para comprar un boleto deberás esperar al menos una hora.

Hiçbir şey bizi ölümden kurtarmazsa, en azından aşk bizi ölümden kurtarsın.

Si nada nos salva de la muerte, al menos que el amor nos salve de la vida.

Ben asla yalan söylemem.. asla ya da en azından çok nadir.

Nunca miento... Nunca, o al menos muy raramente.

Tom'un en azından günde bir kez ziyaret ettiği tek web sitesi budur.

El único sitio web que Tom visita al menos una vez por día, es este.

En azından hastanedeki panzehir için ihtiyacımız olan zehrin bir kısmını elde etmeyi başardık.

Al menos pudimos conseguir algo del veneno necesario para hacer antídotos para el hospital.

Bu bağlılık ve ya en azından itaat, sadece hediyeler ve pohpohlamakla garanti edilemezdi.

Al tanto de que la lealtad,o al menos la obediencia, no se puede garantizar con halagos y regalos únicamente,

Neyse o oyunlarımızı hatırladık o günlerimizi hatırladık ve mutlu olduğumuzu düşünüyorum en azından

De todos modos, recordamos nuestros juegos, recordamos esos días y creo que estamos felices al menos

- Sonunda hiçbir şeyimi kaybetmeden bir gün geçirdim.
- En azından bugün bir şey kaybetmedim.

Al menos hoy no he perdido nada.

Anne, karantinaya alınırsak, en azından yine de akşam yemeği partisi düzenleyebiliriz, değil mi?

"Mamá, si estamos en cuarentena, al menos podemos hacer una cena, cierto?"