Translation of "Anlatır" in Spanish

O fıkralar anlatır.

Él lleva chismes.

Sara bana mutlu ailesini anlatır.

Sara me cuenta sobre su familia feliz.

Başına fes takmış kişiler anlatır

le dice a la gente que usa un fez

Tom'a söyleme. O herkese anlatır.

No se lo digas a Tom, se lo dirá a todo el mundo.

Annesinin en sevdiği yemeği yaptığını anlatır.

y le prepara su comida favorita.

İşimi nasıl yapacağımı bana anlatır mısın?

¿Me estás diciendo cómo hacer mi trabajo?

Bazı kadınlar kuaförlerine bütün dertlerini anlatır.

Algunas mujeres les cuentan a sus peluqueros acerca de todos sus problemas.

Lütfen ne olduğunu jüriye anlatır mısın?

¿Podrías describirle al jurado qué ocurrió?

Ve ilk defa atlı karıncaya bindiği zamanları anlatır.

y ella se montó en el carrusel por primera vez.

İyi reçel yapma sırrını anlatır mısın bana lütfen.

Por favor, dime el secreto para hacer buena mermelada.

Kulübenin içinde yaşayan insanların kimliği hakkında bir hikâye anlatır.

es contar una historia sobre la identidad de las personas que viven en esa cabaña.

Kemal Tahir "Esir Şehrin İnsanları" isimli kitabında İstanbul'un 1920'li yıllardaki işgal günlerini anlatır.

Kemal Tahir narra los días de la ocupación de Estambul en los años veinte en su libro llamado "El Pueblo de la Ciudad Esclava."

En ilginç bilgi çocuklardan gelir, zira onlar bildikleri her şeyi anlatır ve sonra durur.

La información más interesante proviene de los niños, ya que dicen todo lo que saben y entonces paran.