Translation of "Ailesi" in Spanish

0.015 sec.

Examples of using "Ailesi" in a sentence and their spanish translations:

Tom'un ailesi eksantrik.

La familia de Tom es excéntrica.

Onun ailesi öfkeliydi.

Sus padres estaban furiosos.

Onun ailesi nerede?

¿Dónde está su familia?

Onun ailesi büyüktür.

Tiene una gran familia.

O, Tom'un ailesi.

Es la familia de Tom.

Ailesi tarlada çalışıyor.

Su familia trabaja en el campo.

Tom'un ailesi Avustralya'da.

La familia de Tom está en Australia.

Tom'un ailesi Boston'dadır.

La familia de Tom está en Boston.

Bilgisayarların ailesi yok.

Los ordenadores no tienen familia.

- Onun ailesi çok geniştir.
- Onun ailesi çok büyük.

Su familia es muy grande.

Onun bütün ailesi öyledir.

Su familia entera es así.

Smith ailesi Ohio'ya taşındı.

Los Smith se mudaron a Ohio.

Smith ailesi bizim komşumuzdur.

Los Smith son nuestros vecinos.

Ailesi için çok çalıştı.

Él trabajó muy duro por el bien de su familia.

Ailesi ondan nefret ediyor.

Sus padres lo odian.

Tom'un ailesi Boston'da yaşıyor.

La familia de Tom vive en Boston.

Onun ailesi beni sevdi.

Sus padres me querían.

O, ailesi hakkında konuştu.

Habló de su familia.

Onun ailesi Brezilya'ya taşındı.

Su familia se mudó a Brasil.

Tom'un ailesi de oradaydı.

La familia de Tom también estaba allí.

Tom'un ailesi Avustralya'da yaşıyor.

La familia de Tomás vive en Australia.

Çete, Fadıl'ın ailesi oldu.

La banda llegó a ser la familia de Fadil.

Van Horn ailesi zengindi.

La familia Van Horn era rica.

Ormanda yaşayan bir fil ailesi.

Una familia de elefantes que vive en el bosque.

Ana ailesi ile birlikte camide.

Ana está en la mesquita con sus padres.

Kraliyet ailesi İmparatorluk Sarayı'nda yaşıyor.

La familia real vive en el Palacio Imperial.

Bakacak büyük bir ailesi vardı.

Él tenía una gran familia que sostener.

Arkadaşımın büyük bir ailesi var.

Mi amigo tiene una gran familia.

Onun ailesi tamamen çok iyidir.

- Su familia está muy bien.
- Toda su familia está muy bien.

Ailesi sigara içmemeyi tercih eder.

Su familia prefiere no fumar.

Ailesi Hokkaido'ya taşınmış gibi görünüyordu.

Parecía que su familia se había mudado a Hokkaido.

O, ailesi ile birlikte yaşıyor.

Él vive con sus padres.

O onu ailesi için yaptı.

Lo hizo por su familia.

Ailesi ile birlikte Hawaii'ye gitti.

Él viajó con su familia a Hawai.

Kız ve ailesi çok sempatik.

La chica y sus padres eran muy simpáticos.

Ailesi için yemek pişirmeyi sever.

- Le gusta cocinar para su familia.
- A ella le gusta cocinar para su familia.

Tom'un ailesi onu terk etti.

Tom fue abandonado por sus padres.

Tom'un ailesi çok büyük değil.

La familia de Tomás no es muy grande.

Tom artık ailesi ile yaşamıyor.

Tom ya no vive con sus padres.

Tom'un da Boston'da ailesi var.

Tom también tiene familia en Boston.

Amcamın büyük bir ailesi var.

Mi tío tiene una familia grande.

Onun büyük bir ailesi vardır.

Tiene una familia grande.

Onun büyük bir ailesi var.

- Ella tiene una familia grande.
- Ella tiene una familia numerosa.

Komutan Joki'nin bir ailesi var.

El comandante Joki tiene una familia.

Tom'un büyük bir ailesi var.

- Tom tiene una gran familia.
- Tom tiene una familia grande.

- Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
- Onun ailesi hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

No sé nada acerca de su familia.

- Tom'un ailesi canciğer kuzu sarması gibidir.
- Tom'un ailesi sıkı fıkı ve sevgi doludur.

La familia de Tom es muy unida y amorosa.

Beyaz lahana ailesi sülfür açısından zengindir.

La familia de los coles es rica en azufre.

Mutlu ailesi ile ilgili çok konuştuk.

Tenemos muchas conversaciones sobre su familia feliz.

Kendisi ve ailesi için engelleri vardı.

Y logró ese beneficio por discapacidad para él y su familia.

O, ailesi için yemek pişirmeyi sever.

A él le gusta cocinar para su familia.

Mary bir çocukken ailesi çok fakirdi.

Cuando Mary era una niña, su familia era muy pobre.

Kral ve ailesi kraliyet sarayında yaşar.

El rey y su familia viven en el palacio real.

Bize Tom'un ailesi hakkında bildiğini söyle.

Dinos lo que sepas sobre la familia de Tom.

O ailesi için sevgisinin derinliğini gösteriyor.

Eso demuestra la profundidad de su amor por su familia.

Öldüğü zaman tüm ailesi onun etrafındaydı.

Cuando murió lo rodeaba toda su familia.

O, ailesi hakkında hiçbir şey bilmiyor.

Ella no sabe nada de su familia.

Ailesi için yemek pişirmekten keyif alır.

A él le gusta cocinar para su familia.

Ailesi onun gazeteci olma isteğini desteklemiyordu.

Sus padres no simpatizaban con su deseo de ser periodista.

Tom Mary'ye ailesi hakkında soru sordu.

Tom le perguntó a Mary acerca de su familia.

Tom'un destek veren bir ailesi var.

Tom tiene una familia solidaria.

...bir gece maymunu ailesi daha yeni uyanıyor.

una familia de micos nocturnos se está despertando.

Zengin kısımda ziyaret ettiğimiz Howard ailesi var.

Tenemos una familia que visitamos en el extremo más rico, los Howard.

Ailesi için yiyecek ve giyecek temin etti.

Él proporcionó comida y ropa a su familia.

- Onun ailesi çiftçiydi.
- Onun anne-babası çiftçiydi.

Sus padres eran granjeros.

Onun ailesi banliyölerde yeni bir eve taşındı.

Su familia se mudó a una casa nueva en las afueras de la ciudad.

Tom Mary'nin ailesi hakkında hiçbir şey bilmiyor.

Tom no sabe nada acerca de la familia de Mary.

Bazen dışarıda ailesi ile birlikte yemek yedi.

A veces él comía fuera con su familia.

Onun ailesi Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti.

Su familia emigró a los Estados Unidos.

Tom'un ailesi o eve döndüğü için mutlu.

La familia de Tom se alegra de que haya vuelto.

Tom'un ailesi çiftliklerini sattı ve şehre taşındı.

La familia de Tom vendió su granja y se trasladó a la ciudad.

Ailesi gerçekten her gün televizyon izlemeyi seviyor.

Su familia ama realmente ver la televisión cada día.

Onun ailesi hakkında bir şey biliyor musun?

¿Sabes algo de su familia?

Tom Mary'nin ailesi hakkında bir şey bilmiyor.

Tom no sabe nada de la familia de Mary.

Tom, Noel'i ailesi yerine Mary ile geçirmeyi seçti.

Tom eligió pasar las Navidades con Mary en vez de con su familia.

16 üyeleri var. Buraların en büyük su samuru ailesi.

Es un grupo de dieciséis. Es la familia más grande de nutrias aquí.

Sosyal görevliden Stevenson ailesi hakkındaki bilgiyi takip etmesi istedi.

El trabajador social recibió una petición para estar al tanto de la información relacionada con la familia Stevenson.

Ailesi konfor içinde yaşayabilsin diye gündüz ve gece çalıştı.

Trabajó día y noche para que su familia viviera cómoda.

Rodrigo'nun ailesi bir köpek sahiplenmek için köpek barınağına gitti.

La familia de Rodrigo fue a la perrera a adoptar un perro.

Ateist olduğunu itiraf ettiği zaman ailesi onu evden kovdu.

Los padres de Tom lo echaron de su casa cuando él les confesó que era ateo.

Anderson ailesi dışında herkes gelecek Perşembe akşamı partiye gidiyor.

Todo el mundo, menos la familia Anderson, vendrá a la fiesta del jueves próximo.

Tom'un ailesi onun cenazesinde onun hayatıyla ilgili bir video gösterdi.

La familia de Tom exhibió un vídeo acerca de su vida en su funeral.

Onun ailesi birkaç yüzyıl öncesine dayanan genetik hastalıkların bir öyküsüne sahipti.

Su familia arrastraba un historial de enfermedades genéticas que se remontaba a muchos siglos atrás.

- Tom aile için kahvaltı hazırlamakla meşgul.
- Tom ailesi için kahvaltı hazırlamakla meşgul.

Tom está ocupado preparando el desayuno para la familia.

Partiye getirdiğim bira şişeleri gereksizdi; ev sahibinin ailesi bir bira fabrikasına sahipti.

Las botellas de cerveza que llevé a la fiesta sobraron, la familia del anfitrión tenía una fábrica de cerveza.

Koum'un ailesi Ukrayna'dan Amerika Birleşik Devletlerine göç ettikten sonra yemek fişlerine güvenmek zorundaydı.

La familia de Koum tuvo que depender de cupones de alimentos después de emigrar de Ucrania a los Estados Unidos.

22 dereceye düşen sıcaklığa katlanılabiliyor. Bu fil ailesi güneş çıkmadan içme suyu bulmak zorunda.

Baja a 22° manejables. Esta familia de elefantes debe encontrar agua potable antes de que vuelva el sol.