Translation of "Ağzını" in Spanish

0.027 sec.

Examples of using "Ağzını" in a sentence and their spanish translations:

Ağzını kapat.

- Cierra la boca.
- Cerrá la boca.

Ağzını açtı.

Ella abrió la boca.

Tom ağzını duruladı.

Tom se enjuagó la boca.

Lütfen ağzını çalkala.

Por favor, enjuáguese la boca.

Ağzını kapatabilir misin?

¿Puedes cerrar la boca?

Ağzını kapalı tut.

- ¡Cierra la boca!
- ¡Mantén la boca cerrada!

Bebek ağzını açtı.

El bebé abrió la boca.

O ağzını açtı.

Él abrió la boca.

Tom ağzını kapadı.

Tom cerró la boca.

Tom ağzını kapattı.

Tom cerró la boca.

Tom ağzını açtı.

Tom abrió la boca.

Ağzını geniş aç.

Abre bien la boca.

Dişçi "Ağzını aç" dedi.

"Abra la boca", dijo el dentista.

- Ağzını aç!
- Ağzınızı açın.

- ¡Abra la boca!
- ¡Abre la boca!

Ben ağzını sabunla yıkayacağım.

¡Te lavaré la boca con jabón!

Biber onun ağzını yaktı.

Su boca ardía por la pimienta.

Tom ağzını kapalı tuttu.

Tom mantuvo la boca cerrada.

Sonra, nihayet, o, ağzını açtı.

Entonces, finalmente, ella abrió la boca.

Ağzını aç ve gözlerini kapat.

Abre la boca y cierra los ojos.

Küfretme yoksa ağzını sabunla yıkarım.

No digas palabrotas o te voy a lavar la boca con jabón.

Tom ağzını kapalı tutmayı biliyor.

Tom sabe cómo mantener la boca cerrada.

Sana ağzını kapalı tutmanı söyledim.

Te dije que mantengas la boca cerrada.

Bunlarla ağzını kontrol edeceğim bu arada,

-- estas cosas se meten en la boca --

Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.

El león abrió su enorme boca y rugió.

- Ağzını kapatabilir misin?
- Çeneni kapatır mısın?

¿Puedes cerrar la boca?

O, protesto etmek için ağzını açmadı.

No abrió la boca para protestar.

Tom lafı kesmek için, ağzını açtı.

Tom abrió la boca para interrumpir.

O tüm öğleden sonra ağzını açmadı.

No abrió la boca en toda la tarde.

Tom yarıda kesmek için ağzını açtı.

Tom abrió la boca para interrumpir.

Ağzını bir kez daha açarsan seni pataklayacağım!

Abre tu boca una sola vez más y te daré una paliza.

- Sözlerine dikkat et.
- Ağzını topla.
- Lafına dikkat et.

Modere su lenguaje.

Konuşacakmış gibi ağzını açtı ama hiçbir şey söylemedi.

Abrió la boca como si fuera a hablar, pero no dijo nada.

- Ağzını aç, dilini çıkar.
- Ağzınızı açıp dilinizi çıkarın.

Abra la boca y saque la lengua.

Bisikletimi çaldın ve şimdi ben senin ağzını burnunu dağıtacağım.

Tú me robaste mi bicicleta. Ahora, voy a romperte la cara.

- Kızınca ağzını bozar.
- Her ne zaman kızsa, bozuk dil kullanır.

Él siempre usa palabras vulgares cuando se enfada.

Çocuk hırsızları Tom'un ağzını tıkadılar ve onu bir dolaba kilitlediler.

Los secuestradores amordazaron a Tom y lo encerraron en un armario.

O sanki konuşacakmış gibi ağzını açtı ama bir şey söylemedi.

Abrió la boca como si fuera a hablar, pero no dijo nada.

Dev bir sincap ağzını her seferinde düzinelerce küçük incir tohumuyla dolduruyor.

Una ardilla gigante se traga docenas de minúsculas semillas de higo con cada bocado.

Tom bir şey söylemek için ağzını açtı ama Mary sözünü kesti.

Tom abrió la boca para decir algo pero Mary lo interrumpió.

Söylemek istediğin şeyin sessizlikten daha iyi olduğundan emin değilsen ağzını açma.

No abra la boca si no está segura de que lo que quiere decir es más bello que el silencio.

O, onu bağladı ve onun ağzını tıkadı, sonra onu vahşice dövmeye başladı.

Ella lo ató y lo amordazó, entonces empezó a golpearlo salvajemente.

O güzel, bu doğru ama o ağzını bir defa açtı mı sen yalnızca kaçmak isteyeceksin.

Es hermosa, es cierto, pero cuando abre la boca lo único que vas a querer es escaparte de ella.