Translation of "“diş" in Spanish

0.019 sec.

Examples of using "“diş" in a sentence and their spanish translations:

Diş çıkaran ailelerin

Familias de dentición

Diş macunu nerede?

¿Dónde está la pasta de dientes?

Diş hekiminde idim.

He ido al dentista.

Diş beyazlatma pahalıdır.

Blanquear los dientes cuesta caro.

Tom diş teknisyeni.

Tom es un técnico dental.

O diş acıyor.

Ese diente me duele.

Bu diş gevşek.

Este diente está suelto.

Diş hekimine gitmelisin.

Debes ir al dentista.

Diş tellerim var.

Tengo rodilleras.

Mary'nin diş telleri var.

- Mary tiene rodilleras.
- Mary tiene coderas.
- Mary tiene frenillos dentales.
- Mary tiene un aparato de ortodoncia.

Hiç diş çürüğüm yok.

No tengo ninguna caries.

Ben bir diş çektirdim.

Me sacaron un diente.

Bir diş dolgum düştü.

He perdido un empaste.

O diş ağrısı çekiyor.

Él sufre de dolor de muelas.

Diş etlerin kanar mı?

¿A ti te sangran las encías?

Benim diş etlerim kanar.

Me sangran las encías.

Çocuğum diş hekimini sevmez.

A mi hijo no le gusta el dentista.

Nereden diş macunu bulabilirim?

¿Dónde puedo encontrar pasta de dientes?

Kızımın diş telleri var.

Mi hija tiene frenillos.

Bu benim diş fırçam.

Este es mi cepillo de dientes.

Diş doktoruna gitmek istemiyorum.

No quiero ir al dentista.

Göze göz, dişe diş.

- Ojo por ojo, diente por diente.
- Ojo por ojo y diente por diente.

Bu diş ağrısına dayanamıyorum.

No aguanto este dolor de tripa.

Diş hekimi korkum var.

Le tengo miedo al dentista.

İki diş sarımsak koyacağım.

Le echaré dos cabezas de ajos.

- Diş macunlarının çoğu florür içerir.
- Çoğu diş macunu florür içerir.

Muchas pastas de dientes contienen fluoruro.

- Oğlumun dişi ağrıyor.
- Oğlum diş ağrısı çekiyor.
- Oğlumun diş ağrısı var.

Mi hijo tiene un dolor de muelas.

Yine de diş fırçası orada.

pero aun así, el cepillo de dientes está ahí.

Ben ısırdığımda, bu diş acıyor.

Cuando muerdo este diente me duele.

- “Neredeydin?” “Diş doktorundaydım.”
- "Neredeydin?" "Dişçideydim."

"¿Dónde estuviste?" "En el dentista."

Biraz diş ipin var mı?

¿Tienes hilo dental?

Diş doktoruna gitmem mi gerekiyor?

¿Necesito ir al dentista?

Diş ipiyle temizlik yapmayı unutma.

No olvide usar hilo dental.

Diş tellerine ihtiyacım var mı?

¿Necesito frenillos?

O bir diş hekimiyle evli.

Está casada con un dentista.

Kötü bir diş ağrım var.

Tengo un dolor de muelas muy fuerte.

O, tüpten diş macunu sıktı.

- Él exprimió la pasta de dientes del tubo.
- Exprimió la pasta de dientes del tubo dentífrico.

İşte kötü diş, çekilmesi gerekiyor.

Aquí está el diente enfermo. Debe ser extraído.

Geçenlerde diş macunumun markasını değiştirdim.

Hace poco cambié de marca de pasta de dientes.

Tom'un bir diş ağrısı var.

A Tom le duelen los dientes.

Onda diş eti iltihabı var.

Tiene gingivitis.

Onun diş eti iltihabı var.

Tiene gingivitis.

Diş gıcırdatmaya ne neden olur?

¿Qué causa el rechinar de dientes?

Şampuan ve diş macunu aldım.

Compré champú y dentífrico.

- Ne sıklıkla diş hekimini görmen gerekir?
- Ne sıklıkla diş dokturuna görünmen gerek?

¿Con qué frecuencia vas al dentista?

Baksanıza, diş izleri var! Gördünüz mü?

¡Miren, tiene marcas de dientes! ¿Ven eso?

Ortaya geldiğinizde diş fırçası kullanmaya başlıyorsunuz,

en el medio, ya se usa un cepillo de dientes,

Bir diş hekimini ziyaret etmen gerekiyor.

Usted debería ver a un dentista.

Bu diş macunuyla dişimi fırçalamayı severim.

- Me gusta cepillarme los dientes con esta pasta dental.
- Me gusta cepillar mis dientes con esta pasta dentífrica.
- Me gusta cepillarme los dientes con esta pasta dentífrica.

Diş nerede ağrırsa, dil oraya gider.

La lengua va donde el diente duele.

Her yemekten sonra diş ipi kullanın.

Use hilo dental después de cada comida.

- Kısasa kısas.
- Göze göz dişe diş.

Ojo por ojo.

Dişlerimi bu diş macunuyla fırçalamayı seviyorum.

Me gusta cepillar mis dientes con esta pasta dentífrica.

Lütfen bir tüp diş macunu al.

- Por favor, compra un tubo de pasta de dientes.
- Por favor, comprá un dentífrico.

Nerede bir diş fırçası satın alabilirim?

¿Dónde puedo comprar un cepillo de dientes?

İyi bir diş doktoru biliyor musun?

¿Sabes de algún buen dentista?

Şampuan ve diş macunu aynı fiyattır.

- El champú y el dentífrico cuestan lo mismo.
- El champú y el dentífrico están al mismo precio.

Bir dizi diş fırçalama görseli paylaşmak istiyorum,

Voy a mostrarles un breve fragmento de cepillado de dientes,

Seni iyi bir diş hekimi ile tanıştırayım.

Déjame presentarte a un buen dentista.

Diş hekimleri dişlerinizi incelemek için röntgen çekerler.

Los dentistas examinan los dientes con radiografías.

Diş ağrısı, yaşadığım en kötü acılardan biridir.

El dolor de dientes es uno de los peores dolores que haya tenido.

Bu diş fırçasını kullanan bir annem değil.

El que utiliza este cepillo de dientes no es mi madre.

Biri, eczaneden bir diş fırçası satın alabilir.

Uno puede comprar un cepillo de dientes en la farmacia.

Ben bir diş fırçası ile dişlerimi fırçalarım.

- Me cepillo los dientes con un cepillo de dientes.
- Me lavo los dientes con un cepillo.

Bu, diş macunu değil, yüz temizleme köpüğü!

No es pasta de dientes, ¡es una espuma de limpieza facial!

Hiç diş macunu kullanmayan birini tanıyor musun?

¿Conoces a alguien que nunca ha usado pasta dentífrica?

Ben bir diş fırçası ile dişlerimi temizlerim.

Me lavo los dientes con un cepillo.

Bir diş ağrısı beni uykumdan mahrum etti.

El dolor de dientes no me dejó dormir.

Bir saç fırçası ve bir diş fırçası aldı.

Ella se compró un peine y un cepillo de diente.

Derhal bir diş hekimi ile görüşsen iyi olur.

Mejor ve a ver un dentista de una vez.

Ve bütün çocukları hayatlarında ilk defa diş hekimine götürdüm.

y llevó a todos los niños al dentista por primera vez en sus vidas.

- Dün bir dişim ağrıyordu.
- Dün bir diş ağrım vardı.

Ayer tuve dolor de muelas.

Benim küçük kardeşim geçen geceden beri diş ağrısından kıvranıyordu.

Mi hermana pequeña lleva con dolor de muelas desde anoche.

O, diş teli taktığından beri neredeyse onun gülümsemesini görmedim.

- Desde que le pusieron sus brackets casi no le he visto sonreír.
- Desde que le pusieron el aparato casi no la he visto sonreír.
- Yo apenas si la he visto sonreír desde que se puso frenillos.

Bir şampuan ve diş macunu almak için mağazaya gitmeliyim.

Tengo que ir a la tienda a comprar champú y dentífrico.

Bir şampuan ve diş macunu almak için mağazaya gittim.

Fui a la tienda a comprar champú y dentífrico.

Bir şişe şampuan, bir tüp diş macunu kadar maliyetlidir.

Un frasco de champú cuesta tanto como un tubo de pasta dentífrica.

Diş hekimliği kariyerindeki ilerlemeni gördüm ve senin için gerçekten mutluyum!

Vi tu progreso en tu carrera de dentista y estoy verdaderamente feliz por ti.

Küçük kız kardeşim dün geceden beri bir diş ağrısı çekiyor.

A mi hermana menor le duele un diente desde esta noche.

Her gün bir diş sarımsak yemek sağlığınız için yararlı mıdır?

¿Comer un diente de ajo al día es beneficioso para la salud?

Tom haftada en az üç kez dişlerini diş ipiyle temizler.

Tom se limpia sus dientes con hilo dental al menos tres veces a la semana.

Pediseller, uçlarında üç küçük diş bulunan uzun ve parmağa benzeyen uzantılardır.

Los pedicelarios son apéndices largos como dedos con tres dientes pequeños en cada punta.

- Senin gingivitisin var.
- Sende jinjivit var.
- Sende diş eti iltihabı var.

Tiene gingivitis.

Tom Mary'in markette biraz diş macunu ve biraz tuvalet kağıdı almasını istedi.

Tom le pidió a Mary que trajese pasta de dientes y papel higiénico del supermercado.